Sevimli yüzleri, yumuşak tüyleri ve kocaman aptal sırıtışlarıyla köpekler, aslında size köpeğinizi kucaklamak şart olsun diye doğmuşlar. Bir tür olarak, binlerce yıl boyunca açık bir yolda evrimleşmişler: Dikkatimizi ve sevgimizi kazanmak ve insanın en iyi arkadaşına verilen tüm ödüllerden faydalanmak.’ Fakat yol boyunca, bazı ciddi değiş tokuşlar yapmaları gerekmiş.
Bir aile köpeği asla bir sürünün lideri olamaz. İçeri kapatılır, ne zaman ve nereye çiş yapacağı söylenir ve şimdi, yeni bir çalışmadan gelen ön verilerin öne sürdüğüne göre, yemek ve yatağa karşılık olarak köpeklerimiz, bizim kucaklamalarımıza katlanıyorlar.
Biliyoruz, bunu duymak çok sert, fakat üstümüze gelmeyin, çünkü haberlerin hepsi kötü değil. Köpeğiniz belki sizin kucaklamalarınızı can sıkıcı buluyordur, fakat sevgi sevgidir, bu yüzden ne buluyorsa onu alacak. Veya kucaklamalardan acayip nefret ediyordur ve onu çok geriyorsunuzdur. Bütün köpekler farklıdır, sadece onları nasıl okuyacağınızı bilmeniz gerek.
Köpeğinizi kucaklamak fiziksel bir temas sorunu yaratabilir.
Köpek davranışı uzmanı, Kanada’daki British Columbia Üniversitesi’nden Stanley Coren, köpeklerimizi kucaklayış şeklimize baktı ve köpeğinizin ne tarafta durduğunu çözmek için gerçekten zekice olan bazı ipuçları buldu. Coren, köpek kucaklamaları üzerinde veri toplayarak başladı: Flickr ve Google’dan, kucaklanmakta olan 250 tane rastgele köpek resmi topladı ve kendisi ile takımı, her birini, köpekler tarafından gösterilen görsel ipuçlarına dayanarak inceledi.
Köpekler, kediler gibi sıkıntılarını sahiplerinden kasıtlı olarak gizliyorlar, bu yüzden, köpeğinizin acı çekip çekmediğini çözmek konusunda nereye baktığınızı gerçekten bilmeniz gerekiyor. Coren ve takımı, bir köpeğin vücut dilinde, huzursuzluk, stres, endişe veya sadece rahatsızlık ile ilgili olabilecek bazı özel göstergeler buldular. Psychology Today için onları şöyle sıralıyor:
Köpek, kendisini sıkan veya ona endişe veren şeyden kafasını çevirir, bazen, en azından kısmen gözlerini de kapatır.
Köpekler sıklıkla, genel olarak ‘yarım ay gözü’ veya ‘balina gözü’ olarak adlandırılan şeyi gösterirler, burada gözlerinin beyaz kısmının, köşede veya kenarda olduğunu görebilirsiniz. Bir diğer yaygın ve görünebilir stres veya endişe işareti de, köpeklerin kulaklarının, kafasının yanına doğru alçalması veya yatmasıdır. Dudak yalamak veya kişinin yüzünü yalamak da, esneme veya bir patiyi kaldırma gibi, kaygı işaretleri olabilir.
Cohen, 250 fotoğraftan kocaman bir yüzde 81.6’lık dilimde, köpeklerin huzursuzluk, stres veya kaygı işaretlerinden en az birini gösterdiğini buldu. Fotoğrafların sadece 7.6’sında, kucaklanan köpekler hiçbir huzursuz olma işareti göstermemişti, bunu seviyor görünüyorlardı. Köpeklerin geri kalan yüzde 10.8’i ise, kucaklanmaya karşı nötr veya belirsiz tepkiler gösteriyordu.
Açık olmak gerekirse bunlar, Cohen ve takımının henüz kaleme almadığı ve hakem denetiminden geçirmediği ön sonuçlar, bu yüzden şimdilik bunlara ihtiyatlı yaklaşabiliriz. Fakat onların bulduklarına dayalı olarak, köpeğinizin vücut diline daha yakından dikkat etmenin kesinlikle bir zararı yok.
Peki köpeklerin neden fiziksel bir temas şeklinde böylesine bir sorunu var?
Cohen Psychology Today’de açıkladığı üzere, ortalama bir aile köpeği veya kedisinin hayatı ne kadar güvenli olabilirse olsun, hayatta kalma içgüdülerini tamamen kaybetmiş olanını zor bulursunuz. Aniden yüksek sesli bir gürültü olduğu zaman, kedi ışık hızında masanın altına girer. Gök gürültüsünde köpek banyodadır.
Tıpkı köpeklerin, hareketsiz kaldıkları zaman yırtıcılara karşı savunmasız hissetmeleri yüzünden kaka yaparlarken gözlerini mahcup şekilde sahiplerine dikmeye yatkın olmaları gibi, bir köpeği kucakladığımız zaman, fiziksel olarak hayvanlarımızı sevgimizle kısıtlıyoruz ve Cohen bunun bir sorun olduğunu söylüyor.
[…] Köpeğinizi kucaklamak fiziksel bir temas sorunu yaratabilir. […]