Jump to content

İnternet gerçekten insanlığın ötesine evrimleşebilir.


Biyolokum
 Share

Önerilen İletiler

  • Bilim Üyesi

Yaşayan şeyler, bilgiyi biriktiriyor ve çoğaltıyorlar. Bu gerçekten yaşamın ve evrimin ardındaki itici unsurdur. Fakat insanlar, bilgiyi çoğaltmak ve biriktirmek için yeni bir yöntem icat ettiler. Bunun adı sayısal (dijital) bilgi ve hayret verici bir hızda büyüyor. İnterneti kullanan insan sayısı ve nesnelerin interneti üzerinden ona bağlanan cihazlar artıyor.

Sayısal bilgi, kendini mükemmel şekilde kopyalayabilir, her indirme veya görüntüleme ile birlikte kopyalama sayısını artırır, düzenlenebilir (değişebilir) veya yeni bilgi yığınları üretmek için birleştirilebilir. Ayrıca yapay zeka üzerinden ifade edilebilir. Bunlar, yaşayan şeylere benzer özelliklerdir. Bu yüzden muhtemelen, sayısal teknolojiyi evrim geçirebilen bir canlıymış gibi düşünmeye başlamalıyız.

Sayısal bilgi, aslında hiçbir güç masrafı olmadan çoğalmaktadır ve hızlı oluşum sürelerine sahiptir. Yapay zeka bizi satrançta ve oyun gösterilerinde yenebilir. Dahası, bizden daha hızlıdır, bazı alanlarda bizden daha akıllıdır ve bizim verimli şekilde yapamayacağımız kadar karmaşık olan işlerden şimdiden sorumludur.

Trends in Ecology & Evolution bülteninde yayınlanan bir tezi tartışacağız ve biyologlar için bu durum, dijital dünyanın bizi geçebildiği gibi görünebilir.

Bilginin büyümesi

Yeni evrimleşen herhangi bir varlık, Dünya üzerindeki yaşam için büyük değişimlere sebep olabilir. Aslında, yaşamın tarihindeki bütün büyük evrimsel değişimler, bilgi depolama ve aktarmadaki değişimler aracılığıyla meydana gelmiştir.

Ve dijital devrim, bilginin depolanma ve aktarılma şeklini kesinlikle değiştirmiştir.

İnternetin şu anki depolama kapasitesi 10^24 bayta yaklaşmaktadır ve yıllık yüzde 30’dan yüzde 40’a kadar büyümekte, hiç yavaşlama işareti göstermemektedir.

Yaşamın başlangıcından beri geçen 3.7 milyar yılda, yaşayan şeylerdeki bilgi (DNA), yaklaşık 10^37 bayta eşdeğer seviyeye ulaşmıştır. Sayısal bilgi, 100 yıl içinde bu boyuta ulaşacaktır. Bu evrimsel olarak bir göz açıp kapama süresidir.

Kazananlar ve kaybedenler

Her bir evrimsel değişim sürecinde, kazananlar ve kaybedenler olur. Ve bizlerin, sayısal değişimin insanlığa karşı bir tehlike oluşturup oluşturmadığını sormaya başlaması gerekir. Bu soruya cevap vermek için, edindiğimiz bilgi ve tecrübelerin avantajına sahibiz.

Dünya’nın her evrimsel değişiminin, aslında eski bilgi taşıyıcıların köleleşmesiyle sonuçlandığını biliyoruz. RNA bilginin esas taşıyıcısıydı. DNA ortaya çıktığı zaman, RNA’nın rolü, basitçe DNA’dan gelen iletileri hücreye göndermeye indirgendi.

Karmaşık hücreler ortaya çıktığında, daha basit olan bakteri hücrelerini içeriyorlardı. Bunlar güç üreticiler (mitokondri) veya güneş levhaları (kloroplastlar) haline geldiler ve yeni hücre türlerinin ihtiyaçlarına hizmet ettiler.

Bir sonraki değişim, çoklu hücrelere sahip canlılarla sonuçlandı. Bu hücrelerin çoğu, sahip oldukları bilgiyi sonraki nesle geçirmedi, fakat sadece bilgiyi geçiren az sayıdaki hücreyi desteklemek için var oldular.

Çevreden bilgi toplayan sinir sistemlerinin gelişimi, hayvanlara büyük faydalar sağladı. Bu etkinlik, bilginin dil ve kültür aracılığıyla nesiller arasında geçişi ile insan topluluklarında zirveye ulaştı.

Bu da insanların gezegene hakim olmasını sağladı, öyle ki, Antroposen olarak adlandırılan yeni bir jeolojik dönemi tetikledik.

Nesil tükenmeleri

Bu yüzden, evrimsel tarihin dersleri açıktır. Bilginin çoğalma ve saklanma şeklindeki değişimler, var olan canlıların sık sık yok olmasına, asalaklığa veya en iyi durumda, karşılıklı ve işbirlikçi bir ilişkiye yol açtı.

Küresel liderler, askerî özerk robotların dünyayı gele geçirme tehlikesi hakkında şimdiden uyarıyor ve Terminatör gibi korkutucu bilim kurguları hatırlatıyorlar.

Sayısal dünyaya cihazlar aracılığıyla gitgide artan bir şekilde bağlanıyoruz ve beyinlerimize yapılacak olan doğrudan bağlantılar ise ufukta görünüyor. Eğer beyinlerimizi internet ile kaynaştırırsak, yeni duyusal ve algısal yetenekler kazanabiliriz.

Fakat aynı zamanda, ‘kendimizin’ ve ‘gerçeğin’ ne olduğuna dair algımızı kaybedebiliriz (Matrix, Inception filmleri) veya kendimizi sayısal asalaklarla karşı karşıya bırakabiliriz.

Etkinliklerimiz ve fizyolojik koşullarımız gitgide artan bir şekilde gözlendiği, izlendiği ve incelendiği için, her düşüncemiz ve eylemimiz tahmin edilebilir (George Orwell’in 1984 eseri veya Azınlık Raporu filmi). Biyolojik bilgi yapıları, bundan sonra sayısal olarak idare edilen sosyal bir yapıda, tahmin edilebilir bir dişli çark haline gelebilir.

Karar verme yapıları ile yapay zeka ağları, insan beyinlerini taklit ediyor ve günlük etkileşimlerimize uyum sağlıyorlar. İnternette hangi reklamları göreceğimize karar veriyorlar, menkul kıymetler borsası işlemlerinin büyük çoğunluğunu yerine getiriyorlar ve elektrik nakil şebekelerini işletiyorlar. Ayrıca, internetteki tanışma siteleri aracılığıyla insanların eşleşme seçimlerinde önemli bir role sahipler.

Kendimizi, sayısal derebeylerimizin etten robotları olarak hissetmek zorunda olmasak da, insanları sayısal dünya ile birleştirmek, geri dönüşü olmayan noktayı geçti.

Biyolojik şartlarda, birbiriyle alakasız iki canlı arasındaki bu gibi birleşmeler, simbiyoz olarak adlandırılır. Doğada, bütün simbiyozlar, bir canlının diğerinden çok daha iyi şekilde yemek temin ettiği asalaksal bir ilişkiye dönme ihtimaline sahiptir.

İnterneti, evrimleşebilen bir canlı olarak düşünmeye başlamalıyız. Bizimle işbirliği mi yoksa rekabet mi edeceği, hatırı sayılır ölçüde bir endişe kaynağıdır.

Davis, Kaliforniya Üniversitesi’nden Moleküler Evrim Profesörü Michael Gillings,

Biyolojik Bilimlerde kıdemli eğitmen Darrell Kemp ve İletişim Profesörü Martin Hilbert, Science Alert,

Özet Haber Dergi, OZ, kaynak

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Sohbete sen de katıl

Dilersen hemen kayıt olabilir ya da hemen bilgilerini girip yorum yapabilirsin Eğer bir hesabın varsa giriş yaparak üyeliğinle yorumlayabilirsin

Misafir
Bu konuyu yanıtla

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Biçimlendirmeyi Temizle

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

 Share

Hakkımızda

Sitemiz bir "Günlük" olarak derleme yayın, yorum, diyalog ve yazılara vermektedir. Güncel bilim haberleri ve gelişmelere ek olarak özellikle sosyal medyada gözden kaçan, değerli gördüğümüz tüm içeriğe kaynak ve atıflar dahilinde sitemizde yer vermekteyiz. Bu sitede verilen bilgilerin kullanım sorumluluğu tümüyle kullanıcıya aittir. Sayfalarımızda yer alan her türlü bilgi, görsel ve doküman sadece bilgilendirmek amacıyla verilmiştir.

Bilim Günlüğü internet sitesi 5651 Sayılı Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermektedir. İçerikler, ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Yer Sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir.

Yer Sağladığı içeriğin 5651 Sayılı Kanun’un 8 ila 9. maddelerine aykırı şekilde; kişilik haklarınızı ihlal ettiğini ya da hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız buradan iletişime geçerek bildirebilirsiniz. 

Bildirimleriniz dikkatle ve özenle incelenmekte olup kişilik haklarınızın ihlali ya da hukuka aykırılığın tespiti halinde mevzuat kapsamında en kısa sürede işlem yaparak bilgi vereceğiz.

×
×
  • Yeni Oluştur...