Jump to content

Önerilen İletiler

 

 Kendimizi en iyi hissettiğimiz vücut sıcaklığı 36,5 - 37 derece arasıdır. Bu sıcaklık insan vücudu açısından idealdir ve vücut bu sıcaklık aralığında işlevlerini en iyi şekilde yerine getirebilir. İnsan vücudu, doğru sıcaklıkta olup olmadığını reseptörler aracılığıyla ölçer. Sıcaklığın düşmesi durumunda vücudumuz metabolizmayı harekete geçirerek dengeyi korumaya çalışır. Havanın soğuk olması durumunda metabolizmamız daha fazla enerjiye ihtiyaç duyar.
 
Üşüdüğümüzde ne olur?

  Vücudumuz üşüdüğünde ısısını artıracak çeşitli mekanizmalar devreye girer. Kaslarımız ve dişlerimiz titrer;  tüylerimiz dikilir. Beynimizde termostat işlevi gören hipotalamus bezi, bu tepkilerin gösterilmesini sağlayarak, en azından bizi ısıtacak bir olgu buluncaya dek, hayati organlarımızı sıcak tutmaya çalışır.
Hipotalamusun görevi vücudumuzun merkezi sistemini ne pahasına olursa olsun sıcak tutmaktır. Gerek olduğu durumlarda vücudumuzun uç uzuvlarını gözden çıkararak, oralara kan akışını sınırlayabilir. Aşırı soğukta el ve ayak parmaklarımızın karıncalanma hissinin sebebi budur. Kan akışının sınırlanması bu bölgelerdeki dokunun donarak parçalanmasına bile neden olabilir.

Aşırı soğuğa maruz kalmanın vücudumuza etkileri

1) Hipotermi


 Aşırı soğuğa uzun bir süre maruz kalmak hipotermiye neden olabilir.
Mayo Clinic'e göre hipotermi, kişinin vücudunun üretebileceğinden daha hızlı bir şekilde ısı kaybetmesi ve vücut sıcaklığının aşırı derecede düşmesi durumunda meydana gelir. Düşük vücut ısısı, kalbimizin, sinir sistemimizin ve diğer organlarımızın şok durumuna girmesine neden olarak bizi kalp krizi, solunum sistemi yetmezliği ve muhtemelen ölüm riskine sokabilir.

Hipotermi

 

 2) Titreme

 Titreme, vücudumuzun bizi sıcak tutmak için ısı üretmesine yardımcı olur. Titreme vücudumuzu ısıtır.
Soğuk havanın hasara yol açmasını önlemek için kullandığı başka bir savunma mekanizmasıdır. 

Titremek

 

3) Hırıltı ve nefes darlığı


 Amerikan Akciğer Derneği'ne göre çok kuru olan soğuk hava ciğerlerimizi tahriş edebilir ve hırıltılı solunum, öksürük ve nefes darlığına neden olabilir. Bu durum özellikle astım, KOAH veya bronşit hastaları için geçerlidir.

Hırıltı ve nefes darlığı

 

4) Kalp krizi riski


 Aşırı soğuk ortamlarda kalbimizin kanımızı dolaştırmak için daha fazla çalışması gerekir. Soğuk hava, oksijenin kalbimizin çeşitli bölgelerine eşit olmayan bir şekilde dağılmasına neden olabilir. Sağlıklı bir bireyin vücudu genellikle buna uyum sağlayabilir ve kan akışını yeniden dağıtabilir. Ancak, kalp rahatsızlığı olanlar için oksijen tedariki ciddi bir şekilde bozulabilir ve kalp krizine yol açabilir.

Kalp krizi riski

5) Tepkilerin sona erdiği an: Ölüm

 Vücut sıcaklığımız 29,5 derecenin altına düştüğünde beynimiz fonksiyonlarını yerine getirememeye başlıyor. Bilincimiz kapanıyor ve ölümle yaşam arasında gidip geliyoruz ve nabız da düşüyor. Kalbimiz dakikada ortalama 60 kez yerine sadece 2 kez çarpıyor. Kan dolaşımı yapılamıyor ve bu sürecin sonunda donarak ölüm gerçekleşiyor.

Tepkilerin sona erdiği an

 

 

20867091.jpg

MühendisHanım

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Sohbete sen de katıl

Dilersen hemen kayıt olabilir ya da hemen bilgilerini girip yorum yapabilirsin Eğer bir hesabın varsa giriş yaparak üyeliğinle yorumlayabilirsin

Misafir
Bu konuyu yanıtla

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Biçimlendirmeyi Temizle

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

 Share

Hakkımızda

Sitemiz bir "Günlük" olarak derleme yayın, yorum, diyalog ve yazılara vermektedir. Güncel bilim haberleri ve gelişmelere ek olarak özellikle sosyal medyada gözden kaçan, değerli gördüğümüz tüm içeriğe kaynak ve atıflar dahilinde sitemizde yer vermekteyiz. Bu sitede verilen bilgilerin kullanım sorumluluğu tümüyle kullanıcıya aittir. Sayfalarımızda yer alan her türlü bilgi, görsel ve doküman sadece bilgilendirmek amacıyla verilmiştir.

Bilim Günlüğü internet sitesi 5651 Sayılı Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermektedir. İçerikler, ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Yer Sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir.

Yer Sağladığı içeriğin 5651 Sayılı Kanun’un 8 ila 9. maddelerine aykırı şekilde; kişilik haklarınızı ihlal ettiğini ya da hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız buradan iletişime geçerek bildirebilirsiniz. 

Bildirimleriniz dikkatle ve özenle incelenmekte olup kişilik haklarınızın ihlali ya da hukuka aykırılığın tespiti halinde mevzuat kapsamında en kısa sürede işlem yaparak bilgi vereceğiz.

×
×
  • Yeni Oluştur...