Jump to content

Misk bezleri ve gizemli Misk kokusu sizi şaşırtacak


Biyolokum
 Share

Önerilen İletiler

  • Bilim Üyesi

İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana hayvanı, bitkiyi, denizi, nehri kısacası tüm doğayı kendi çıkarlarımız doğrultusunda kullanmayı başarmışız. İnsanoğluna hayvanların etinden, sütünden, kürkünden, bitkilerin meyvesinden, gövdelerinden, tohumlarından, suların kuvvetinden yararlanmak yetmemiş ki misk bezleri taşıyan hayvanların da bu bezlerini kullanmayı es geçmemişler. Peki ama misk bezleri ne amaçla kullanılır?

Screenshot_2.jpg

Hayvan miskleri ya da doğal kokular, parfüm tarihinde çekici bir yer edinmiş ve cinsiyetle, güçle, kraliyetle, gizemle bağlar kurmuştur. Parfümün tarihine bakacak olursak oldukça eski çağlara dayandığını görürüz. Her ne kadar parfüm deyince aklımıza Fransa, İtalya, İngiltere gibi Avrupa ülkeleri gelse de kökeni Mezopotamya’da, bundan 4000 yıl kadar öncesine yani M.Ö. 2000’li yıllara dayanır. Adını Latince ‘Duman’ anlamına gelen ‘PER FUMUS’ kelimesinden almıştır. Tarihteki ilk parfümler bugünkü gibi kozmetik amaçlarla değil, daha çok dini ritüeller için kullanılıyordu. Hatta bazı dini inanışlara göre Hz. Adem’in cennetten dört nesneyle birlikte yeryüzüne indiğine inanılır. Bunlar; incir yaprağı, asa, yüzük ve gözyaşlarıydı. Gözyaşlarından Tanrı‘nın değerli taşları yarattığına, yüzüğü Hz. Süleyman’a, kukadan olan asa ise Hz.Musa’ya ulaştığına ve son olarak da incir yaprağını yiyen geyiğin misk üretmeye başladığına inanılır. Tabi ki bu koku sevdası sadece dini ritüellerle sınırlı kalmamış, kadınlar karşı cinsi etkilemek için de kullanılmışlar.

Tarihteki en güzel kadınlardan biri olarak anılan Kleopatra gücünü ve yetkilerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalmış ve hükümdarlığını geri kazanmak amacı ile Roma İmparatoru Jül Sezar’ı işbirliğine çağırmış, ünlü imparatoru ikna etmek için güzelliği ile birlikte çok miktarda parfüm kullanmıştır. Jül Sezar’ın öldürülmesinin ardından Mısır’a geri dönüp kraliçe olan Kleopatra’yı ona fazlasıyla aşık Romalı devlet adamı Mark Anthony parfüm kokulu bir sandalda karşılamıştır. Kleopatra’nın şehre girişi onunla birlikte gelen yoğun bir koku bulutu sayesinde herkes tarafından öğrenilmiştir. Daha sonra Mısır gibi köklü medeniyetler koku ticaretine başlamışlardır. Koku kullanımı hızla tüm dünyaya yayılırken Çinliler ise kendi coğrafyalarında yaşayan bilimsel adı Moschus berezovskii olan erkek misk geyiklerinin salgılarıyla koku üretmeye başlamışlardır.

Günümüzde çok farklı yapay kokular varken insanlar hala neden misk bezlerinin peşindeler? Parfümün tenimizde uzun süre kalması için kokuların içine ‘fiksatör’ (sabitleyici) denilen malzemeler kullanılır. Doğada bulunan en iyi fiksatörler de maalesef misk bezlerinde bulunur. Misk bezi dediğimizde birçoğumuzun aklına misk geyikleri gelir fakat bunlarla sınırlı değildir. Misk faresi, misk öküzü, misk kedisi gibi hayvanlarda misk bezleri bulunur. Hayvanın üreme döneminde çiftleşmek için işaret olarak kullanılan misk bezleri erkek bireylerin testisleri üzerinde konumlanır. Misk hayvanlarına bahşedilmiş bu güzelim özellik onların kara talihi haline gelmiştir. Birçok parfüm üreticisi tarafından katledilen bu hayvanlar ilerleyen yıllarda türlerinin tükenmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalabilirler.

kaynak: https://purrfumery.com/pages/animal-musks-the-dark-secret-of-perfume

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Sohbete sen de katıl

Dilersen hemen kayıt olabilir ya da hemen bilgilerini girip yorum yapabilirsin Eğer bir hesabın varsa giriş yaparak üyeliğinle yorumlayabilirsin

Misafir
Bu konuyu yanıtla

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Biçimlendirmeyi Temizle

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

 Share

Hakkımızda

Sitemiz bir "Günlük" olarak derleme yayın, yorum, diyalog ve yazılara vermektedir. Güncel bilim haberleri ve gelişmelere ek olarak özellikle sosyal medyada gözden kaçan, değerli gördüğümüz tüm içeriğe kaynak ve atıflar dahilinde sitemizde yer vermekteyiz. Bu sitede verilen bilgilerin kullanım sorumluluğu tümüyle kullanıcıya aittir. Sayfalarımızda yer alan her türlü bilgi, görsel ve doküman sadece bilgilendirmek amacıyla verilmiştir.

Bilim Günlüğü internet sitesi 5651 Sayılı Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermektedir. İçerikler, ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Yer Sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir.

Yer Sağladığı içeriğin 5651 Sayılı Kanun’un 8 ila 9. maddelerine aykırı şekilde; kişilik haklarınızı ihlal ettiğini ya da hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız buradan iletişime geçerek bildirebilirsiniz. 

Bildirimleriniz dikkatle ve özenle incelenmekte olup kişilik haklarınızın ihlali ya da hukuka aykırılığın tespiti halinde mevzuat kapsamında en kısa sürede işlem yaparak bilgi vereceğiz.

×
×
  • Yeni Oluştur...