Genel Araştırma
'galileo ne yaptı' etiketi için arama sonuçları.
Araştırmada 1 sonuç bulundu
-
Einstein, Darwin ve Galileo... Hepsinin hikayesi farklı olsa da, ortak noktaları, herkesin onlara deli gözüyle bakmasıdır. Ufkumuzu aydınlatan bilim insanlarından, bu haftaki konuğumuz Galileo Galilei! İtalya’da büyük bir gerçeğin peşine düşen ve etrafındaki insanların deli muamelesi yapıp, güç sahiplerinin sansür uygulamasından ve tüm hayatını bu savını savunma ve kanıtlama ihtiyacından dolayı harcamış olan isme yakından bakıcaz. Bu Yol onun sonu olacak olsa da gözlemsel astronominin babası gibi bir unvana nasıl ulaştığına birlikte şahit olacağız. Yıl 1564 İtalya'nın en parlak yıllarında dünyaya gelen astronom fizikçi bunların yanında Mühendislik felsefe ve matematik alanlarında dünyaya sayısız katkısı olan Galileo nun 15 ve 16 Yüzyıl'ı sonradan Rönesans olarak alınacak aydınlanma çağıdır. Bu zamanda İtalya’da sanat, bilim, felsefe ve mimarlık alanında sayısız kaynak ve bilgi üretilip paylaşılıyordu. Bu dönem aynı zamanda sosyolojik olarak da İtalya’nın Antik Yunan ile arasındaki kopan bağlarının yeniden tamiri ve yunan kaynaklarından gelen bilgilerin yeniden güncellemesinden kaynaklı bir gelişim çağıydı. Bilim ve sanat insanlarının çalışmalar yaptığı, deneysel düşüncenin canlandığı ve hümanizmin temellerinin, matbaanın da bulunmasıyla geniş kitlelere kolayca aktarıldığı yıllardı. Fakat hemen öyle kafanızdan pembe hayaller kurmayın! Tabii ki insanın olduğu yerde iyilikler de var kötülükler de! Avrupa kültürü bu dönemde şekillenirken çağdaş, özgürlükçü ve bilimselliğin yanında bir de kilise gibi diktatör ve her şeyin en iyisini ben bilirim diyen bir kurum da vardı! İnsanların inancını yaşatması ve inandıkları dini doğru öğrenmelerini sağlaması dışında hiç bir işlevi olmamasını beklediğimiz kurum, tam tersine, insanların hayatlarına karışmayı, ne yazıp ne yazamayacakalarına karar verip sansürlüyor, insanların üstünde egemen ve dokunulmaz bir güç olarak kalmaya çalışıyordu.. Galileo’yu ondan önce yaşamış diğer bilim insanlarından ayırt edebileceğimiz özelliği teorisyen olmamasıdır. Ya da şans eseri bir takım buluşlara imza atmamıştır. Gözlemleri, deneyleri ve tüm deney aletlerini kendisinin üretmesi onu üst düzey bir bilim insanı yapmaya yeter de artar. Normalde Galileo gençlik yıllarında kilise eğitimi alıp rahip olmayı kafasına koymuşsa da babası onu Pisa Üniversitesine Tıp okumaya göndermişti. Sorunsuz bir eğitimin ardından döneminin yükselişinden faydalanmıştır. Fakat kendi isteğiyle daha eğlenceli bulduğu matematik ve doğa felsefesi okuması için babasını ikna etmiş ve bölüm değiştirmiştir. “Matematikte olasılık ve zar oyunları üzerine düşünceler” yazısını yazmasıyla, olasılık bilimine katkısı ile, bilim yaşamı resmen başlamış oldu. Hızını alamayan isim, termometrenin atası olan termoskopu keşfetmiş ve 1586'da kendi icat ettiği hidrostatik bir denge hakkında bir kitap yazarak bilim dünyasının dikkatini çekmiştir. Galileo’nun astronomiye olan düşkünlüğü, matematik, geometri ve mühendislik yeteneğiyle oluşturduğu altyapısıyla daha da arttı. Bu esnada, Hollanda’da 1608 yılında teleskop Hans Lippershey tarafından icat edilmiş olsa da, patent bekleyen bu icadın içeriğine ulaşan Galileo, bu teleskobu daha da geliştirerek kendi araştırmaları kullandı. Bu teleskop ve yaptığı araştırmalar, ileride “astronomi biliminin babası” olarak anılmasını sağlayacaktı. Muhtemelen bugün satın alabileceğiniz ucuz amatör bir teleskoptan daha iyi olmamasına rağmen Galileo'nun teleskobu onun inanılmaz keşifler yapmasını sağladı. Keşifleri öylesine heyecan vericiydi ki bilim dünyasını alt üst etti. Teleskobunu geceleri gökyüzüne odaklayan Galileo büyük bir şaşkınlığa düştü. Örneğin samanyolu adı verilen devasa ‘bulutsu’ nun aslında daha önce kimsenin görmediği sayısız yıldızdan meydana geldiğini gördü. Gözlemlerinden yola çıkarak yıldızların herkesin sandığı gibi sabit olmadıklarını, tam tersine sürekli hareket ettiklerini fark etti. Hatta bazı yıldızların gökyüzünde meydana getirdikleri şekillerin, yani takım yıldızlarının haritalarını bile çıkarmıştı. 1610 yılında Jüpiter’i yakın takibine aldı. Jüpiter’in etrafında dolaşan ve açıklanamayacak bir şekilde hareket ettiğini düşündüğü objeler gördü. Bunlar yıllar sonra daha modern teleskoplarla incelenip Jüpiter’in en büyük uyduları olduğu anlaşılacak, Galileo'nun şerefine Galileo uyduları olarak literatüre geçecek ve adları da: Io, Europa, Ganymede ve Callisto konulacaktı. Galileo güneş lekelerini gözlemleyen ilk Avrupalıydı. Ondan önce Kepler bilmeden de olsa görmüş fakat bunu güneşe en yakın gezegen olan Merkür sanmıştı. Galileo, 1613 yılında Güneş’in üzerindeki bulut gibi görünen şeylerin lekeler olduğunu açıklayan çalışmasını yayınlamış ve bu çalışmaya papazlar şiddetle karşı çıkmıştır. Kilise tarafından yargılanan ve kurul tarafından zorla doğru bildiği düşüncelerini reddetmek zorunda kalan Galileo, inandığı şeylerden vazgeçmese de, böyle yapmak zorunda bırakıldı. Sonradan yayınladığı “İki Kainat Sistemi Üzerine Konuşmalar” adlı kitabı tekrar infial yaratmış, Kilise tarafından yargılanmasına sebep olmuş ve mahkeme onu 1633 yılında ömür boyu hapse mahkum etmiştir. Bu kitapta Kopernik’in düşüncelerine, yani “dünya günde bir kez kendi etrafında, yılda bir kez de güneş etrafında dönüyor” tartışmalarına yer vermiştir. Fakat bu kilise öğretisine tersti. Bu süreçte çalışmaları ve kitapları yasaklandı, gözleri görme yetisini kaybetmiş durumdaydı. Bilimin sadece kilisenin gücüyle yapıldığını, tüm yeniliklerin, tüm kainatın tek bilgi kaynağının dini kitaplarda olduğu düşüncesine karşı çıkıyordu. 78 yaşında, sanki bu dünyada değilmiş, sanki tüm o astronomi, matematik ve fizik alanında dünyaya büyük şeyler katmamış gibi öldü. Din adamlarının oluşturduğu mahkeme bir bilim insanını yargılıyordu ve doğru olan düşünceyi idam etmekten geri kalmıyordu. Bu videoyu, 400 yıl evvelinden bunları düşünen, bu şartlarla 400 yıl boyunca bilimle uğraşan ve kendini sadece dünyayı daha aydınlatmak, geliştirmek için uğraşan tüm bilim insanlarına adıyoruz.
-
- galileo
- galileo kimdir
- ve 2 etiket)