Jump to content

Bilim Forum

Yönetici
  • İçerik sayısı

    244
  • Katılım

Bilim Forum kullanıcısının paylaşımları

  1. Bakterilerin yeni moleküller ve potansiyel ilaç adayları üretmesini sağlayabiliriz. Büyük sessiz genleri açmak, bakterilerin yeni moleküller ve potansiyel ilaç adayları üretmesini sağlıyor Pek çok anti-kanser ajanı ve diğer ilaçlar Streptomyces gibi bakterilerin aktif genleri ile üretilen moleküllere dayanır. Şimdi ise araştırmacılar, sessiz genlerden elde edebilecekleri ürünlere iştahlarını kabartmakta.. Bunu başarabilmek adına daha önce küçük gen sınıflarını aktive eden yöntemler bulunmuş, hatta yeni ürünler hasat edilebilmişti. Fakat büyük sessiz gen grupları için bugüne kadar bir aktivasyon yöntemi yok idi. Şimdi, Illinois araştırmacıları, Streptomyces bakterilerindeki büyük sessiz genlerin baskılayıcılarını uzaklaştırarak onları aktif etmek için DNA parçalarını kullandı. Hedeflenen sessiz genler aktif olduğunda ise araştırmacılar daha önce görülmemiş yeni ürünler topladı. Araştırmacılara göre bu yöntem yeni ‘doğal’ (?) ürünler üretmek için yepyeni bir yol sunuyor. Araştırma lideri Huimin Zhao, diğer araştırma gruplarını da bu tekniği kullanmaya davet ediyor. https://phys.org/news/2019-01-unmuting-large-silent-genes-bacteria.html
  2. Esrardaki insanların kendilerinin mutlu hissetmesini sağlayan ve bir kimyasal olan tetrahidrokanabinol (THC), vücutta birkaç gün hatta haftalarca kalabilir. Bu kimyasalın vücutta kaldığı veya bir ilaç testinde çıkmaya devam ettiği süre, birçok faktöre bağlıdır: Bir insan vücudunda ne kadar yağ olduğu İlaçları ne sıklıkla tükettiği (medikal kullanım) Ne kadar tükettiği (sigara formunda) İlaç testinin duyarlılığı Alkol gibi ilaçlar sadece birkaç saat içinde vücuttan tamamen kaybolabilir. Buna karşılık, ot çok daha uzun süre vücutta kalmaktadır. İlaç testleri, esrarın kullanımdan sonra uzun bir süre (günler) sonunda tetrahidrokanabinol veya THC’yi idrar, kan veya saçtan tespit edebilir, tükürük testleri ise sadece birkaç saat içinde THC’nin tespit edilmesini sağlar. Bunun nedeni vücudun THC’yi metabolize etmesidir. THC, yağda çözünen bir kimyasaldır. Bu, vücuttaki yağa bağlandığı anlamına gelir ve birinin THC’yi tamamen vüzudundan uzaklaştırması için geçen süreyi uzatır. Esrar vücutta tespit edilme süresi Esrar ilk kez içen biri için testlerde yaklaşık 3 gün içinde tespit edebilir. Haftada üç ya da dört kez marihuana içen birisinde tespit süresi 5-7 gündür. Günde bir kez veya daha fazla esrar kullanan kişiler için, testler de 30 gün veya daha uzun bir sürede tespit edilebilir. Tespit edilebilme aynı zamanda yapılan test türüne de bağlıdır. Çeşitli esrar testleri için genel tahminler İdrar testleri, idrarda esrar kullanımdan yaklaşık 3-30 gün içinde tespit edebilir. Tükürük testleri esrarı kullandıktan sonra yaklaşık 24 saat için geçerlidir. Bazı tükürük testleri, 72 saate kadar esrarın kullanılıp kullanılmadığını tespit edebilir. Saçdan alınan numune ile yapılan test en hassas testir ve kullanımdansonra 90 güne kadar THC’yi tespit edebilir. THC kullanıcısıyla temas eden bir kişi teorik olarak saç testi üzerinde pozitif test yapabilir. Kan testleri THC’yi sadece 3-4 saat boyunca tespit edebilir. Uyuşturucu testinde pozitif sonuç çıkmaması için ne kadar esrar içilmelidir? İlaç testleri göreceli olarak az miktarda THC tespit edebilmektedir ve içilen sigaradaki THC miktarı değişmektedir. Bununla birlikte, çok az araştırma, bir kişinin uyuşturucu testinde başarısız olmak için ne kadar sigara içmesi gerektiğini tam olarak incelemektedir. Son derece hassas bir idrar testi kullanarak araştırmacılar, sık kullanıcıların yüzde 100’ünde ve az sayıda kullanıcının yüzde 60-100’ünün idrarında THC saptadılar. 2017 yılında yapılan bir araştırmada, 136 marihuana kullanıcısının saç örnekleri toplanarak ağır, hafif ya da esrar kullanmayan şeklinde bir rapor hazırlanıyor. Çalışma için araştırmacılar, bir ay öncesine kadar esrar kullanımına maruz kalma durumunu test etmek için saçları 1’er santimetre bölümlere ayırıyorlar. Ağır kullanıcıların (yani yüksek doza maruz kalanların) yüzde 77’si ve hafif kullanıcıların yüzde 39’u olumlu test sonuçları verirken yanlış pozitif sonuç verme oranı hiç olmamıştır. Esrar tespitini etkileyen faktörler nelerdir? Aşağıdakiler de dahil olmak üzere, bir testin marihuana tespit edilip edilmediğini çok sayıda faktör etkiler: Test hassasiyeti: Daha hassas testler, daha düşük doz esrar miktarını tespit edebilir. Testler kan, idrar, saç ve tükürüğünden bakılır. THC dozu: Esrar ilaç testleri esrar için değil THC’yi arar. Bu nedenle, bir kişinin tükettiği THC miktarı önemli bir faktördür. THC’nin etkileri birikimlidir. Bu, birkaç gün boyunca birkaç kez sigara içen bir kişinin, bir kez içen birinden daha yüksek THC dozu tükettiği anlamına gelir ve bu nedenle pozitif test edilme olasılığı daha yüksektir. Her THC dozunun kuvveti de önemlidir. Hassas laboratuvar ekipmanı olmadan, kişi esrarının gücünü güvenilir bir şekilde belirleyemez. Bir insanın kafasının güzel olması da güvenilir bir faktör değildir, çünkü THC dozu dışındaki birçok faktör bu duyguyu yoğunlaştırabilir veya zayıflatabilir. Vücuttaki yağ miktarı: Şişman bireylerin vücudu yağ miktarından dolayı esrar depoladığı için, vücut yağ konsantrasyonunun yüksek olması, esrarı vücut yağının az olduğu bir kişiden daha yavaş metabolize edebilir. Vücut kitle indeksi (BMI) vücut yağını değerlendirmenin bir yoludur. Bununla birlikte, kilo ve dolayısıyla BMI kas kütlesi ile arttığından, BMI vücut yağının mükemmel bir ölçütü değildir. Cinsiyet: Tipik olarak, dişiler erkeklerden daha fazla vücut yağına sahiptir. Bu, dişilerin esrarı biraz daha yavaş metabolize edebileceği anlamına gelir. Hidrasyon: Dehidrasyon vücutta THC konsantrasyonlarını arttırır. Çok fazla su içmek bir ilaç testini önemli ölçüde etkileme olasılığı düşükken, ciddi dehidrasyon olabilir. Egzersiz: Egzersiz, vücudun THC’yi metabolize etme oranını önemli ölçüde değiştirmeyecektir. Bununla birlikte, bir ilaç testinden önce egzersiz yapmak mümkündür. 14 düzenli esrar kullanıcısı ile yapılan küçük bir çalışma, 35 dakikalık egzersizin sabit bir bisiklet üzerindeki etkilerini değerlendirmektedir. Sonuçlar, THC konsantrasyonlarının istatistiksel olarak anlamlı bir miktar arttığına ve ilaç testinden hemen önce yapılan egzersizin pozitif test sonucu olasılığını artırabileceğine işaret etmektedir. Araştırmacılar, egzersizin yağ hücrelerinin THC’yi serbest bırakmasına neden olabileceğine inanıyor. Sonuçlarına göre, BMI yüksek olan insanlar THC seviyelerinde daha anlamlı artışlar göstermiştir. Metabolizma: Bir ilaç testinin negatif olması için, vücut THC’yi ve ayrıca THC’ye bağları olan metabolik kimyasalları sistemden uzaklaştırmalıdır. Daha hızlı metabolizması olan insanlar, THC’yi yavaş metabolizması olanlara göre daha hızlı bir şekilde elimine eder. Esrarın vücuttan daha hızlı uzaklaştırılması Sonuçta, sadece iki strateji var ve bunlar esrardaki THC konsantrasyonunu azaltıyor ve metabolizmayı hızlandırıyorlar. Doğru hidrasyon, bir ilaç testinin alışılmadık derecede yüksek THC konsantrasyonları göstermesini önleyebilir. Test sonuçları pozitif ve negatif sınırında olan kişiler için bu, susuz kalmanın pozitif sonuç şansını artırabileceği anlamına gelir. Metabolizmayı hızlandırmanın güvenilir bir yolu yoktur. Egzersiz vücudun daha fazla THC’yi metabolize etmesine yardımcı olabilir, ancak bir teste çok yakın egzersiz yapmak da pozitif bir sonuç verebilir. Tek en önemli faktör, son maruz kalmadan test süresine kadar geçen süredir. https://www.medicalnewstoday.com/articles/324315 Blog bölümünde Kübra ERDEM tarafından yazılmıştır, üyeliği ardından hesabına aktarılacaktır.
  3. Neden sonuç diyagramı veya Ishikawa diyagramı olarak da adlandırılan bir balık kılçığı diyagramı, bir sorunun olası kök nedenlerini tanımlamak ve sınıflandırmak için kullanılan bir görselleştirme aracıdır. Temel neden analizi için tipik olarak kullanılan bir kılçık diyagramı, beyin fırtınası uygulamalarını bir tür zihin haritası şablonu ile birleştirir. Balık kılçığı diyagramı, ürün geliştirme ve sorun giderme işlemlerinde faydalıdır. Grup, bir problemin olası tüm nedenlerini beyin fırtınası yaptıktan sonra, kolaylaştırıcı bireyler grubun potansiyel nedenlerini önem düzeyine göre derecelendirmesine ve bir hiyerarşi çizmesine yardımcı olur. Diyagramın tasarımı, bir balığın iskeleti gibi görünür. Balık kılçığı diyagramları, tipik olarak, sağdan sola çalışılır ve her bir büyük “kemik” daha fazla ayrıntı içeren daha küçük kemikler içerecek şekilde dallanır. Bir Japon kalite kontrol uzmanı olan Dr. Kaoru Ishikawa, çalışanların yalnızca daha büyük bir sorunun belirtilerini ele alan çözümlerden kaçınmasına yardımcı olmak için balık kılçığı şemasını icat etmesiyle itibar kazanmıştır. Balık kılçığı diyagramları, yedi temel kalite aracından biri olarak kabul edilir ve Altı Sigma’nın DMAIC (tanımla, ölç, analiz et, geliştir, kontrol) yaklaşımının “analiz” aşamasında kullanılır. Balık kılçığı diyagramları genellikle bir ekip toplantısı sırasında yapılır ve bir flipchart tahtası veya beyaz tahtaya çizilir. Daha fazla çalışılması gereken bir sorun tespit edildiğinde, ekip bu diyagramı oluşturmak için aşağıdaki adımları izleyebilir: 1- Balığın başı, sorunu bir ifade formatında listeleyerek ve etrafına bir kutu çizerek oluşturulur. Daha sonra, sayfa boyunca kafaya dönük bir şekilde yatay bir ok çizilir, bu balıkların omurgasını oluşturur. 2- Ardından, soruna katkıda bulunabilecek en az dört temel “neden” tanımlanır. Başlamak için bazı genel kategoriler arasında yöntemler, beceriler, ekipman, insanlar, malzemeler, çevre veya ölçümler yer alabilir. Bu nedenler daha sonra, omurganın oklarla oklara çevrilmesiyle balığın ilk kemiklerini oluşturur. 3- Her genel sebep için, ekip üyeleri, katkıda bulunabilecek destekleyici bilgileri beyin fırtınası yapmalıdır. Bu, konuşmayı odaklı tutmak için 5 Whys veya 4P’ler (Politikalar, Prosedürler, Kişiler ve Tesis) gibi bazı sorgulama yöntemlerini içerir. Katkıda bulunan faktörler, karşılık gelen nedenlerinden ayrılmak için yazılmıştır. 4- Bu her nedeni parçalama işlemi, soruna neden olan temel nedenler tespit edilinceye kadar devam eder. Ekip daha sonra bir sonuç ve sonraki adımlar kararlaştırılana kadar diyagramı analiz eder. Balık Kılçığı Diyagramı https://cerenbandirma.com/2014/08/26/problemin-sonucunu-degil-nedenini-ogren/ Basit Kılçık Temel biçiminde, neden sonuç diyagramı önceden belirlenmiş bir yakınlığa veya neden kategorisine sahip değildir, bu nedenle kuruluşunuz için benzersiz olabilecek eğilimleri belirleyebilirsiniz. Örneğin, bir halkla ilişkiler firması, bir imalat işleminde bulunamayacak yakınlıklara sahip olabilir ve bunun tersi de geçerlidir. 4S Balık Kılçığı Bu tip C&E diyagramı yaygın olarak hizmet endüstrisinde kullanılır. Potansiyel nedenlerle ilgili bilgileri dört ortak kategoride düzenler: Tedarikçiler, Sistemler, Çevre ve Beceriler. 8P Balık Kılçığı Bu tür 8 kategori kullanır: Prosedürler, Politikalar, Yer, Ürün, Kişiler, İşlemler, Fiyat ve Promosyon. Bu değişiklik, hizmet endüstrisinde de yaygın olarak kullanılır, ancak hemen hemen her türlü işletmede de uygulanabilir. Man Makineleri Malzemeleri Balık Kılçığı Üretimde yaygın olarak kullanılan bu varyasyon, bir problemin potansiyel nedenlerini şu kategorilerde organize etmenizi sağlar: İnsan, Malzemeler, Makine, Yöntemler, Ölçümler ve Çevre. Bazı durumlarda iki ek kategori dahil edilir: Yönetim / Para ve Bakım. Deney Tasarımı Balık Kılçığı Son tür Fishbone diyagramı, bir deneyi tasarlamanıza yardımcı olacak bir cevap değişkeni için potansiyel faktörler hakkında yapılandırılmış beyin fırtınasına izin verir. Bu şemayı, Yanıt değişkenlerinin potansiyel faktörleri hakkında Kontrol Edilebilir, Kontrol Edilemeyen, Tutulan Sabit ve Engellenebilir Sorunlu kategorilerinde düzenlemek için kullanabilirsiniz. Yazı blog bölümünde Tuba Nur Açık tarafından kaleme alınmıştır. Üyeliği temin edildiğinde hesabına tanımlanacaktır.
  4. Tüm cümleler üyelere ait ve bağımsız değerlendirilir şilan hanım, platform spesifik değerlendirmek haksızlık olacaktır. Konu dışı kategorisinde sohbet kıvamında kullanılan kategorimizde bir üyemizin gönderisidir. Ancak görüşlerinizi belirttiğiniz için teşekkürler.
  5. Baylor Tıp Fakültesindeki araştırmacılar tarafından yönetilen çok kurumlu bir uluslararası ekip, beyin kanserinin tedavisindeki temel engellerden birini ortadan kaldırmak için yeni bir strateji geliştirdi – tümöre erişim. Kanserin etkisi altında, kan-beyin bariyeri, tümörle savaşmak için beyne girmeye çalışan bağışıklık T hücrelerini yönlendirir. Nature dergisinde yayınlanan yeni keşif, bu immün kaçış mekanizmasının moleküler nedenini ve T hücrelerini T hücrelerinin geçirimsiz kanser kan-beyin bariyerini geçmesini sağlayan ‘Homing System’ adı verilen birinci sınıf bir molekülü ile çözer. tümörlerle etkili bir şekilde mücadele etmek. “T hücre immünoterapisi kanser ve diğer durumlar için klinik çalışmalarda umut vaat eden gelişmekte olan bir alandır” diyor kıdemli doktor Dr. Nabil Ahmed, Baylor Tıp Fakültesi Hücre ve Gen Tedavisi Merkezi’nde pediyatri profesörü. “Ancak, terapötik T hücrelerinin hedef bölgeye etkin olarak yerleştirilmesi, özellikle beyin tümörleri için önemli bir sınırlayıcı faktör olmaya devam etmektedir.” Bu çalışmada, Çocuk Kanser Hastanesi Mısır-57357’nin baş araştırmacısı Heba Samaha ve çalışma ekibi, kanser hücrelerinin T hücrelerini beyin tümörlerinden ayırmak için kullandığı daha önce bilinmeyen bir “kaçış mekanizmasını” tanımladı. Buna göre, bu engelleri aşmak ve bu barikatı tümörün içine geçmek için ihtiyaç duydukları moleküler anahtarları vermek için genetik olarak T hücreleri geliştirdiler. T hücrelerinin kan-beyin bariyerini geçmesini engelleyen şeyleri anlamak için Ahmed ve meslektaşları, T hücrelerinin beyine, özellikle de multipl skleroza erişim sağladığı hastalıklara baktı. “Eğer multipl sklerozdaki T hücrelerinin beyne sızmayı başardığını anlayabilseydik, o zaman muhtemelen kanser kan-beyin bariyerini geçmek ve beyin tümörlerine çok yüksek yoğunlukta sızmak için terapötik T hücrelerini çalıştırabileceğimizi düşündük” dedi. ayrıca Baylor’daki Dan L Duncan Kapsamlı Kanser Merkezi ve Texas Çocuk Hastanesi Texas Çocuk Kanseri ve Hematoloji Merkezlerinin bir üyesidir. Sağlıklı bir kan-beyin bariyeri, bir dizi hücre ve molekülün ona ulaşmasını engelleyerek beynin korunmasına izin veren belirli özelliklere sahiptir. Multipl skleroz gibi hastalıklarda, kan-beyin bariyeri değişir ve sonuç olarak, hastalık aracılı immün hücrelere tercihli erişim verilir ve sinirlerin koruyucu örtüsünü tahrip ederek hastalığa neden olur. Buna karşılık, beyin kanseri çalışmasında, ekip, tümörün ölümünden kaçınmak için, kan-beyin bariyerinin, tümörün yok edilmesinde uzmanlaşan T hücrelerine erişimi bloke ettiğini buldu. Spesifik olarak, Samaha ve meslektaşları, kansere bağlı kan-beyin bariyerindeki değişiklikleri T hücrelerinin tümöre erişimini sınırlandıran ve bunların üstesinden gelmek için bir strateji geliştiren araştırmalar yaptılar. Multipl sklerozda, kan-beyin bariyerinden erişim, sofistike iyi uyumlu bir süreci izler. Birincisi, T hücreleri, kan-beyin bariyerinin endotelinin yüzeyinde aşırı eksprese edilen bir adezyon molekülü olan ALCAM ile birleşir ve T hücresini endotele “birincil adhezyon dalgası” olarak adlandırılırken gevşek bir şekilde bağlar. kesişme, T hücrelerinin, kan akışından T hücrelerini yakalamak için gerekli olan ‘sıkı’ yapışma eşiğine erişmek üzere, daha çok her yerde bulunan ICAM-1 ve VCAM-1 molekülleri tarafından yaratılan bir “ikincil yapışma dalgası” algılamasını gerektirir. “Beyin kanserinde kan-beyin bariyerine baktığımızda, multipl skleroza benzer bir şekilde, kanserle ilişkili endotelin de ALCAM’ı aşırı ifade ettiğini, aksine, ICAM1’i azalttığını ve VCAM1’i elimine ettiğini gördük. Bu, muhtemelen, tümörün T hücrelerini tümörden uzaklaştırarak immün tanımadan kaçmasına katkıda bulundu, ”dedi. Sonuç olarak, araştırmacılar T hücreleri, CD6 üzerindeki doğal bağlanma proteinini yeniden mühendislik yaparak T hücrelerinin ALCAM’ye bağlanmasını güçlendirebilselerdi, T hücreleri ve kanın üstesinden gelmek için endotelyum arasında yeterli temas oluşturabileceklerini düşünmüşlerdir. beyin bariyeri çıkmazı. “Yeniden tasarlanan CD6 molekülü, bir“ evlenme sistemi ”gibi çalışır.” Endotelde ALCAM’a T hücresi bağlanmasını güçlendirdi ve ayrıca kanserle ilişkili kan damarları üzerindeki azaltılmış ICAM1 düzeylerine T hücre duyarlılığını artırdı ”dedi. “Sonuç olarak, T hücre-kanseri endotel hücre etkileşimi, dolaşımdaki T hücrelerinin yakalanmasına ve bunların endotelden geçişine, yetişkinlerde ve çocuklarda en sık görülen beyin kanseri olan glioblastoma ve medulloblastomayı sağlam bir şekilde infiltre etmeye aracılık etti.” Geliştirilmiş erişime sahip olmanın Homing System-T hücrelerinin beyin kanserine daha iyi kavuşmasını sağlayıp sağlayamayacağını test etmek için araştırmacılar bu T hücrelerini, kimerik antijen reseptörü (CAR), T hücrelerinin öldürme kapasitesini spesifik kanserlere yöneltebilecek moleküller ile donatmışlardır. Bu Homing System ve CAR modifiye T hücrelerini farelere intravenöz yolla uyguladılar. Geliştirilmiş erişime sahip olmanın Homing System-T hücrelerinin beyin kanserine daha iyi kavuşmasını sağlayıp sağlayamayacağını test etmek için araştırmacılar bu T hücrelerini, kimerik antijen reseptörü (CAR), T hücrelerinin öldürme kapasitesini spesifik kanserlere yöneltebilecek moleküller ile donatmışlardır. Bu Homing Sistemi ve CAR modifiye T hücrelerini, yerleşik insan glioblastoma taşıyan farelere intravenöz yoldan uyguladılar ve tümör büyümesini ölçtüler. Samaha, “Sonuçlar çok cesaret verici” dedi. “Hem Homing System hem de CAR’li T hücrelerinin, tedavi edilen tüm hayvanlarda tümörlerini büyük ölçüde küçüldüğünü gözlemledik. Tersine, Homing Sistemi olmayan T hücreleri, tümör üzerinde zayıf bir şekilde delindi ve böylece sadece tümör büyümesini geçici olarak yavaşlattı. Daha önemlisi, Homing System-T hücreleri kesin olarak tümör bölgelerine yönlendirildi, ancak normal beyin veya diğer normal vücut dokularına yönelik değildi. ” “Daha sonra, Homing System platformunu klinik çalışmalarda test edeceğiz ve aynı zamanda diğer jenerasyonlar için terapötik veya diagnostik hücrelerin hedefli olarak verilmesi için yeni nesil Homing System moleküllerini aynı anda test edeceğiz” dedi. “Homing System platformunun hem inflamasyon hem de kanser dahil olmak üzere beyin patolojilerine giriş kapısı olabileceğini düşünüyoruz.” Bu makale Baylor Tıp Fakültesi tarafından sağlanan materyallerden yeniden yayınlanmıştır. Not: materyal uzunluk ve içerik için düzenlenmiş olabilir. Daha fazla bilgi için lütfen belirtilen kaynak ile iletişime geçin. Referans: Samaha, H., Pignata, A., Fousek, K., Ren, J., Lam, F. W. ve Ahmed, N. (2018). Doğa. Https://www.nature.com/articles/s41586-018-0499-y adresinden alındı.
  6. Son yıllarda en çok artan hastalıklardan biri de migren. Genelde bol miktarda ağrı kesici almaktan başka çaresi olmadığına inanılan migrenin de beslenmeyle ilintili olduğunu nörolog Dr. Banu Taşçı Fresko bizim için de konuyu şöyle özetledi: “Gluten/buğday ile ilişkili, Çölyak ve buğday alerjisi dışında üçüncü bir hastalık non Çölyak gluten hassasiyetidir (NÇGH). Çölyak hastası veya buğday alerjisi olmadığı klinik ve laboratuar testleriyle belirlenmiş olan kişilerde gluten alımı sonrasında ortaya çıkan bulgular bütünü NÇGH olarak isimlendirilir. Non Çölyak gluten hassasiyeti olan hastaların önemli bir kısmında irritabl bağırsak sendromu ile benzer bulgular görülür: ağızda aft, reflü, ses kısıklığı, midede yanma, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal, kabızlık ve hazımsızlık. Bağırsak ve sindirim sistemi yakınmalarıyla birlikte bağırsak dışı yakınmalar sık görülür, bazen de bağırsak yakınması olmadan sadece bağırsak dışı yakınmalar görülebilir: Baş ağrısı, migren, beyin sisi, dikkat dağınıklığı, konsantre olamama, baş dönmesi, vertigo, Meniere hastalığı, depresyon, anksiyete, kronik yorgunluk, eklem ve kas ağrıları, tenosinovyit, kaslarda seğirme, fibromiyalji, deri döküntüleri ve ürtiker. Non çölyak gluten hassasiyeti olan hastaların % 56’sında migren ve baş ağrısı görülür. NÇGH ayrıca fibromiyalji hastalığına neden olabilmekte, fibromiyalji bulgularının artışı da migren ve diğer baş ağrılarını tetikleyebilmektedir. Fibromiyalji dışında irritabl bağırsak sendromu ve kronik yorgunluk sendromu bulgularını da artırarak eşlik eden migren ve baş ağrılarını artırabilir. Non Çölyak gluten hassasiyeti olan hastalarda disbiyozis, yani bağırsak bakterilerinde iyi bakteri-kötü bakteri oranında dengesizlik mevcuttur. Disbiyozis, Batı tipi beslenme ile birlikte obeziteye eğilim ve metabolik sendrom ortaya çıkmasına neden olur. Obezite, kilo alımı, ve metabolik sendrom tek başlarına migren ağrılarını artırabilen faktörlerdir.” Kaynaklar: (1) Banu Taşcı Fresko. Non çölyak gluten hassasiyeti. Beynini doğru Besle, 2017, sayfa 132, 219. Hayy Kitapları. (2) Igbinedion SO et al. Non-celiac gluten sensitivity: All wheat attack is not celiac. World J Gastroenterol. 2017 Oct 28;23:7201-7210. (3) Losurdo G et al. Extra-intestinal manifestations of non-celiac gluten sensitivity: An expanding paradigm. World J Gastroenterol. 2018 Apr 14;24:1521-1530. Uzm. Dr. Banu Taşçı Fresko / Nörolog, Sağlıklı Yaşıyoruz Danışmanı, kaynak
  7. Egzersiz yapmak tek başına maalesef kilo kaybı sağlamıyor, peki neden? Koşu bandında köle gibi çalışarak saatler harcamış olanlar bilecektir ki, daha fazla egzersiz yapmak her zaman daha fazla kilo kaybetmeye eşdeğer değildir. Yapılan yeni bir araştırma bunun sebebini açıklayabilir. Bilim insanlarının bulduğu üzere, belirli bir noktadan sonra vücutlarımız daha yüksek hareket seviyelerine alışıyor. Aslında fazla kalori yakmayı durduruyor görünüyor. Bunun sonucunda pek çoğumuz, yeni ve umut verici bir idman sürecine başladıktan sonra korkutucu bir düzlük ile yüzleşiyoruz. Eğer bu doğrulanırsa, bize sıklıkla kilo kaybetmenin anahtarı olduğu söylenen eski ‘enerji girişine karşı enerji çıkışı’ formülünü yeniden düşünmek zorunda olabiliriz. Çünkü yapılan çalışma, inatçı kiloları değiştirme konusunda beslenmenin de aynı oranda (eğer daha fazla değilse) önemli olduğuna dair kuvvetli bir delil sunuyor. Fakat spor salonu aboneliğinizi iptal ettirmeden önce… bunu yapmayın. Cidden. Her şeyden önce araştırma, yalnızca vücutlarımızın fazla kalori yakmayı durduruyor göründüğü makul hareketlilik seviyesinin ötesinde idman yaptığımız zaman bu durumun meydana geldiğini gösterdi. Ve ikinci olarak, egzersiz yapmanın faydaları, kilo kaybının çok daha ötesine gidiyor. New York Şehir Üniversitesi’nden baş araştırmacı Herman Pontzer şöyle konuşuyor: “Egzersiz, sağlığınız için gerçekten önemlidir. Bu çalışmanın egzersiz konusundaki sonuçlarını soran herkese, ilk önce bunu söylüyorum. Egzersizin vücutlarımızı ve zihinlerimizi sağlıklı tutmak için önemli olduğuna dair tonlarca bulgu var ve bu çalışma, bu durumu değiştirmiyor. “Bizim yaptığımız çalışmanın ilave ettiği şey, ayrıca beslenmeye de odaklanmamız gerektiği, özellikle iş kilomuzu yönetmeye ve sağlıksız kilo alımını tersine çevirmeye geldiği zaman.” Çalışma ayrıca, kilo kaybı araştırmalarında epeydir devam eden bir çelişkinin anlaşılmasına yardımcı oluyor. Bazı çalışmalar, egzersiz seviyelerinin artmasının geniş ölçüde daha fazla kalori yakmaya sebep olduğunu gösteriyor. İnsanlarda ve hayvanlarda yapılan karşılaştırmalı çalışmalar, çok hareketli yaşam şekillerine sahip nüfusların (Afrika’daki avcı-toplayıcılar gibi), çok daha fazla oturanların ki gibi yaklaşık aynı kalori miktarını yakıyor göründüğünü göstermişti. Pontzer ve takımı, aradaki bağlantıyı daha fazla araştırmak için, Afrika ve Kuzey Amerika boyunca beş ülkede yaşayan 332’den fazla yetişkinin günlük hareketlilik seviyelerini ve güç tüketimlerini bir hafta süresince gözlemledi. Elde ettikleri sonuçlar, yakılan kalori miktarı üzerinde fiziksel hareketliliğin zayıf bir etkisi olduğunu gösterdi… fakat sadece belirli bir noktaya kadar. Bu durum şu anlama geliyor, orta hareketlilik seviyelerine sahip insanlar, en fazla oturan insanlardan aslında yaklaşık 200 kalori daha fazla yaktılar. Fakat orta hareketlilik seviyelerinin ötesinde egzersiz yapanlar, kalori yakımı bakımından herhangi bir ek fayda görmediler. Pontzer şöyle söylüyor: “Fiziksel olarak en hareketli insanlar, sadece orta derecede hareketli olan insanlar gibi her gün aynı miktarda kalori harcadılar.” Bütün bunlardaki iyi haber ise, Pontzer’in, fiziksel hareketlilik için bir ‘en etkili nokta’ bulunuyor olabileceğine inanması; eğer yeterince yapmazsak sağlıksız oluruz, fakat çok fazla yaparsak, vücudumuz bunu denkleştirir hale gelebilir.
  8. Hükümetler çocukları uyuşturucu kullanmamaları konusunda uyarmak için milyonlar harcıyor, fakat yeni bir çalışmanın iddia ettiğine göre ABD’de liseyi terk etmek ve eğitim eksikliği tam olarak sigara içmek kadar ölümcül olabilir. 1925’e kadar giden veriyi çözümledikten sonra Denver Colorado Üniversitesi araştırmacıları ABD’deki 145.000 ölümün eğer liseyi bitirmeyen yetişkinler mezun olsaydı önlenebilecek olduğunu hesapladı. Bu rakam eğer ülkedeki tüm sigara içenler sigarayı bıraksaydı kurtarılabilecek olan hayatların sayısı ile karşılaştırılabilir derecede. Takım ayrıca 2010’daki bir diğer 110.000 ölümün eğer lise terkler diplomalarını alsaydı önlenebilecek olacaklarını hesapladı. Eş yazar Patrick Krueger’ın bir basın toplantısında söylediğine göre “Sonuçlar gösteriyor ki eğitim erişimini artıran tedbirler ve müdahaleler, ABD nüfusunun hayatta kalma oranını gerçekten artırabilir, özellikle genişlemekte olan eğitim eşitsizlikleri düşünüldüğünde. Bu gidişat değişmedikçe, gelecekte düşük eğitime dayandırılabilen ölüm oranı artmaya devam edecektir.” Çalışma okulu bitirmemek ile ölüm tehlikesi arasında doğrudan nedensel bir bağlantı öne sürmese de, düşük eğitim ile bağlantısı olan iyi belirlenmiş sağlık tehlikelerine dayanıyor. Daha az kazanmak, daha zayıf zihinsel sağlık ve iyi beslenmek ile düzenli olarak egzersiz yapmak gibi sağlıklı alışkanlıkları daha az benimsemenin hepsi önceki çalışmalarda düşük eğitim ile ilişkilendirilmişti. Ve ölüm oranları tahmin olsa bile, araştırmacılar bilim insanlarının sigara içme tehlikesini hesaplama yöntemiyle aynı yolu izleyerek bu rakamlara ulaştı, bu da iki öğeyi karşılaştırılabilir yapıyor. Bunu yapmak için önce ABD’deki 1 milyondan fazla insanın ölüm oranlarını ve eğitim seviyelerini çözümlediler ve sonra bu oranları farklı nüfuslara uyguladılar. Tabii ki kimse daha iyi eğitim sahibi olmanın insanları hastalıktan ve ölümden kurtaracağını iddia etmiyor. Fakat insanları yaşamları boyunca sağlıklı seçimler yapmaya hazırlayabilir. Sonuç? Eş yazar Virginia Chang’in söylediğine göre eğitime önem vermek aslında ölümleri azaltabilir. Şu an 25 ile 34 yaş arasındaki ABD nüfusunun yüzde 10’dan fazlasının liseyi bitirmediği ve bir diğer yüzde 28.5 kısmın da bir üniversite diplomasına sahip olmadığı tahmin ediliyor. Araştırmacılar herkesin ileri eğitime rağbet etmediğini kabul ederken, liseyi bitirmenin herkesin sahip olması gereken bir hedef olduğuna inanıyorlar. Chang şöyle devam ediyor; “Kamu sağlığı politikasında, sıklıkla beslenme, sigara ve içki gibi sağlık davranışlarını değiştirmeye odaklanıyoruz. Eğitim aynı zamanda ABD sağlık politikasının kilit bir öğesi olmalıdır – ki sağlık davranışları ve eşitsizliklerinin daha temel ve kaynağa yakın bir sorumlusudur.” kaynak 1, kaynak 2, kaynak 3
  9. Çoğu baba size çocuk sahibi olduktan sonra hayatının asla bir daha eskisi gibi olmadığını söyleyecektir. Büyük olasılıkla haklıdır da; baba olmak çok şeyi değiştirir. Hatta insanın beynini bile. İnsanlar, memeli hayvanlar arasında çocuk bakımına babaların da katıldığı az sayıda türden biridir. Memelilerin sadece yüzde 6’sında babalar çocuk bakımında önemli sayılabilecek bir rol oynarlar. Bu türlerde babalar –emzirme hariç– annenin bebek bakım pratiklerinin benzerlerini sergilerler. Peki babalık erkek beynini nasıl etkiler? Bu bilimin yeni yeni eğilmeye başladığı bir konudur. Ancak şimdiye kadarki çalışmalar baba beyninin anneninkine benzer nöral çevrimlere sahip olduğunu düşündürtüyor. Anne ve babalar ebeveynlik süreçlerinde benzer hormonal değişiklikler geçiriyorlar. Bu değişiklikler de anneyle babaların beyinlerinde ve davranışlarda birbirine paralel değişikliklere yol açıyor. Şimdi bu değişikliklere madde madde yakından bakalım: Baba Beyni Anne Beynine Benzer Çocuk bakmak babanın beynini yeniden şekillendirir ve anne beyinlerinde görülen bilişsel ve duygusal yükümlülük örüntülerinin benzerlerini sergilemesine neden olur. 2015 tarihli bir çalışmada, araştırmacılar çocukları gösteren videoları izleyen 89 ebeveynin beyinlerini incelemişler. Hem annelerde, hem de babalarda beynin duygusal işlevlerle ve toplumsal anlayışla ilişkili bölümlerinde etkinleşme gözlenmiş. Arada cinsiyete bağlı bir fark saptanamamış. Babalarda da Hormonal Değişiklikler Olur Hamilelik, doğum ve emzirme annelerde hormonal değişikliklere neden olur. İlginç olan, araştırmacıların benzer değişikliklerin baba olan erkeklerde de görüldüğünü gözlemesi. Hayvanlarda ve insanlarda yapılan araştırmalar, yeni baba olanların östrojen, oksitosin, prolaktin ve glükokortikoid grubu hormonlarında yükselme görüldüğünü ortaya koymuş. Babada bu hormonal değişiklikleri getiren şey anne ve çocuklarla temas halinde olmak. İnsanlarda çocuklarına daha çok sevgi gösteren babaların oksitosin seviyelerinin diğer babalarınkinden daha yüksek olduğu da gözlenmiş. Bir Doz Oksitosin Baba-Bebek Bağını Kuvvetlendirir Çocuk bakımına katılan babaların oksitosin seviyelerinin arttığı gibi tersi de doğru. Yani oksitosin alan babalar, çocuk bakımına daha çok katılıyorlar. Bir araştırmada, bir doz oksitosin koklatılan babaların çocuklarıyla oyunlarında daha katılımcı olduklarını gözlenmiş. Babaların Beyninde Yeni Nöronlar Oluşur Çocuk doğumu, babaların beynini de etkiliyor. Hayvanlarla yapılan çalışmalar yeni bir çocuğun doğumunun babaların beyninde yeni nöron gelişimini tetiklediğini ortaya koyuyor. Araştırmacılara göre bunun nedeni doğan çocukla birlikte babanın çevresinin zenginleşiyor olması, bşka bir ifadeyle çocuğun babanın hayatına getirdiği yenilikler Hayvanlarda yapılan çalışmalar çocuk sahibi olmanın baba hayvanların beyinlerindeki (hafıza ve yön bulma ile ilişkili) hipokampus bölgesinde hücre gelişimini hızlandırdığını gösteriyor. Farelerle yapılan bir deneyde ise baba farelerin (kendi yavrularını tanımalarına yardımcı olan) koku merkezlerinde gelişme saptanmış. Babalar Kendi Çocuklarının Seslerine Duyarlılaşır Annelerinin ağlayan pek çok bebek arasından kendi çocuklarının sesini tanıyabiliyor olması genellikle bir “annelik içgüdüsü” olarak düşünülür. Yeni bir çalışma ise bu konuda babaların da anneler kadar başarılı olduğunu gösteriyor. 27 baba ve 29 anne ile yapılan deneyde ebeveynlerden ağlayan beş çocuk içinden kendi çocuklarının sesini tanımaları istenmiş. Ebeveynler ortalamada yüzde 90’ın üzerinde başarılı olmuşlar. Erkekler de kadınlarla aynı başarıyı göstermiş. kaynak, çeviri, Charles Luciano
  10. Neden çok geç olmadan yatağa girmelisiniz? Çünkü yeni araştırma, uyku alışkanlıklarımızın kalıcı beyin hasarına sebep olabileceğini buldu. Bir grup insan 6 gün 4 saat ve sonra 6 gün 12 saat uyudu. Buna göre alınan verilere bakıldığı zaman uyku borcunun bünyede olumsuz etkileri gözlendi, karbonhidrat metabolizmasına ve iç salgıya zararlı olduğu saptandı ve yaşlanma belirtilerine uygun etkiler gösterdi, bu yüzden yaşlanmaya bağlı kronik bozuklukların şiddetini artırabileceği görüldü. Ayrıca çalışmalar uyku borcunun daha önce sanılandan daha az geri döndürülebilir olduğunu ve beyinde kalıcı hasarlara neden olabileceğini gösterdi. Pensilvanya Üniversitesi’nde farelerde yapılan deneye göre uykusuz geçen uzun dönemler, bozulmuş nörolojik hücre fonksiyonlarına ve beyin hücresi ölümlerine sebep oldu. Bu çalışma, yetersiz uykunun beyne geri döndürülemez zararını göstermesi açısından bir ilk. Kısa zamanlı uyku kaybı, beyinden koruyucu bir tepki gördü. Uyku kaybına uğrayan farelerin beyinleri, hücreleri zarardan korumaya yardımcı olan proteinleri salgılamayı artırdı. Aynı zamanda strese ve hücre hasarına karşı koruma sağlayan antioksidan salgısını da artırdı. Uzun dönemlerde ise beyin bu koruyucu cevapları üretme yetisini kaybetti. Bir vardiya çalışanının bir kaç günlük uyku düzenini ve uzun süreli uykusuzluğu temsil eden uyku örneğinden sonra beyin nöronlarında koruyucu protein seviyelerinin azaldığı gözlendi. Uzun ve tekrar eden uyku kayıplarının bu şartları altında, faredeki beyin hücreleri ölmeye başladı. Araştırmacılar vardiya çalışanının uyku düzenini birkaç gün tekrar eden farelerin beyinlerinde LC bölgesindeki hücrelerin yüzde 25’inin öldüğünü saptadı. Farelerde gözlemlenen bu durumların insanlarda da olabileceğini henüz bilemiyoruz. Araştırmacılar için bir sonraki adım bu araştırmayı daha ileri götürerek insanlarda da kalıcı hasar oluşturup oluşturmadığını tespit etmek. Fakat bu sonuçlar sıkıntı verici ve kronik uyku kaybının sürekli ve olumsuz sonuçları olmadan telafi edilebilir olduğu fikrine karşı güçlü bir uyarı niteliğinde. Diğer araştırmacılar kalitesiz ve yetersiz uykunun olumsuz etkileri hakkında şu sonuçlara ulaştılar; İsveçli bilim insanları uzun bir uykusuz geceden sonra beyin hücrelerindeki kan yoğunluğunun yüzde 20 arttığını gözlediler ve bu sinirsel hasar belirtisi. Kalitesiz uykunun beyin dokusu yoğunluğunu azalttığı ve beyin dokusunun geniş alanlarında, ön lob dahil bozulma yarattığı tespit edildi. Araştırmacılar bu bulguların beyin sağlığını etkileyen diğer tehlikelerden bağımsız olduklarını açıkladı. Bu araştırmalar aklı başa getiren haberler veriyor. kaynak 1 , kaynak 2 , kaynak 3
  11. Çocuklarınıza bir üstünlük sağlamak istiyor musunuz? O halde eşinizi okyanus ötesinden bulun. Daha uzun ve daha akıllı çocukların sırrı, genetik olarak farklı ebeveynler. İngiltere’deki araştırmacıların bulduğuna göre bir kişinin anne ve babası ne kadar uzak akraba olursa, kendisi o kadar daha uzun, daha akıllı ve daha eğitimli oluyor. Genetik farklılık üzerine bugüne kadar yapılmış en geniş çalışmalardan birinin sonuçları Afrika, Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika boyunca yaşayan 350.000 bireyin 110 genetik çalışmasından elde edilen veriyi kapsıyor ve dünya çapında artan boy ve idrak yeteneği ortalamasının, çeşitli genetik arkaplanları olan insanların daha sık eşleşmesinin sonucu olabileceğini öne sürüyor. İster sinekler, balinalar, köpekler hakkında ister insanlar hakkında konuşalım, bir türün Dünya üzerinde hayatta kalması sağlıklı bir genetik çeşitlilik havuzuna dayanır. Yüzyıllardır bir çocuğun ebeveynleri ne kadar yakın akraba olursa, sağırlık, dilsizlik, kan hastalıkları ve fiziksel bozukluklar geliştirme tehlikelerinin o kadar fazla olduğunu biliyorduk. Fakat bu senaryonun tersine çevrilebileceği belirsizdi: bir çocuğun ebeveynleri ne kadar daha uzak akrabaysa, muhtemelen o kadar faydalı genetik özelliklere sahip olacaklardır. Bu yüzden İngiltere çapında çeşitli kurumlardan araştırmacılar, dört kıtayı kapsayan 102 topluluktan 354.224 bireyin genetik bilgisini inceledi ve her homozigotluk durumunu tanımladı – burada, bir çocuk iki ebeveynden de tam gen kopyalarını aldığında terslik oluşuyor ve çekinik özellikler daha kolay açığa çıkıyor. Aynı soydan çiftleşmenin genel bir sonucu olarak homozigotluk, bir çocuğun ebeveynlerinin ne kadar yakın akraba olduğunu belirlemede kullanılabilir. Takım, çalıştıkları nüfus için bu değeri hesapladıktan sonra boy, akciğer hacmi, kan basıncı ve kolesterol seviyesi dahil kamu sağlığı açısından önemli olan 16 özellikle karşılaştırdı. Bulduklarına göre bu özelliklerden sadece dört tanesi genetik çeşitliliğe bağlanabiliyordu – boy, akciğer hacmi, idrak yeteneği ve eğitim seviyesi. Örneğin ilk kuzen eşleşmelerinden çıkan çocuklar, genetik olarak daha çeşitli ebeveynlerden olan çocuklardan 1.2 cm daha kısa boyluydular ve 10 ay daha az eğitimli oldular. The Guardian gazetesinden Philip Oldfield’a konuşan İngiltere Tıbbi Araştırma Kurulu’ndan takım üyesi Nathan Richardson şöyle aktarıyor: “Çoğu insan çeşitli bir gen havuzunun iyi bir şey olduğuna inanacaktır fakat boyun çeşitliliğe bağlı olması keşfi, daha önceden bilinmiyordu.” Araştırmacıların henüz bazı tür biyolojik işlevler üzerinden neden sonuç ilişkisini kanıtlaması ve bir özelliğin ne kadarının genetik dışı etmenlere yüklenebileceğini çözmeleri gerekse de – örneğin, idrak birçok çevresel etmene de dayalıdır – sonuçlar neden insanların her nesil ile birlikte daha akıllı ve daha uzun olduğunu açıklayabilir. Oldfield şöyle açıklıyor: “Bu sonuçlar aynı zamanda ‘Flynn Etkisi’ni açıklamaya yardımcı olabilir – yani 20nci yüzyılda zekanın bir nesilden bir sonrakine artışının ilk belgelenişinin. Artan eğitim ve daha iyi beslenme gibi sosyo ekonomik öğeler genelde başlıca sebepler olarak görünse de, artan genetik çeşitlilik de küçük bir rol oynayabilir. ‘[Flynn Etkisi’nden] zekadaki artışlar sadece bizim sonuçlarımız ile açıklanmak için fazla büyük, fakat bir etkileri olabilir,’ diyor.” Takım ilginç şekilde, kamu sağlığını ciddi şekilde etkileyebilen özelliklere ayrı olarak bakıyordu ve düşük genetik çeşitlilik ile yüksek kolesterol veya kan basıncı seviyeleri arasında hiçbir bağlantı bulmadılar. New Scientist dergisinden Michael Le Page’e konuşan Edinburgh Üniversitesi’nden takım üyesi Jim Wilson: “Aynı soydan eşleşme, çoğumuzun ölüm sebebi olan hastalıklara yol açan kardiyometabolik öğeleri etkilemiyor.” Sanırız zengin jet sosyetelerden kopan ve mükemmelden daha düşük bir gen havuzu ile yetinmesi gereken dünya çapındaki küçük, ücra topluluklar için iyi haber. Sonuçları Nature dergisinde yayınlayan araştırmacılar sıradaki adımın artan çeşitlilikten en fazla fayda gören özel genom bölgelerini tanımlamak olduğunu söylüyor. kaynak 1 , kaynak 2 , kaynak 3 , kaynak 4
  12. Yüksek ateş, intravasküler hemoliz nedeniyle anemi, hemoglobinemi ve hemoglobinüriye neden olan, keneler tarafından bulaştırılan protozoer bir hastalıktır. Sığırlar yanında, koyun, keçi, at, merkep, domuz ve köpeklerde de hastalığa neden olur. Tropik, subtropik ve Akdeniz ülkelerindeki hayvanlarda görülen önemli hastalık etkenleri olarak büyük ekonomik kayıplara yol açar. Piroplazmalar ve Sporozoalar Eimeria türlerinde olduğu gibi sporogonie, sxhizogonie ve gamagonie safhalarını geçirir. Yaşam döngüleri kene ve evcil hayvanların organizmasında gerçekleşir. Kenenin bağırsaklarında gametogonie ve değişik dokularında sporogonie aşamalarını geçiren piroplazmalar schizogonie dönemlerini evcil hayvanlarda geçirir. Kene hasta hayvandan kan emerken merozoitleri kan dolaşımına alır ve kenenin bünyesinde gametogoni veya seksüel jenerasyon başlar. Merozoitler makro ve mikrogamet meydana getirerek seksüel yolla zigot oluşturur. Zigot sporogoni yolu ile çoğalır. Babesialar sadece eritrositlerde yer alırken, Theilerialar hem eritrositlerde hem de lenfoblastlarda schizogonie dönemlerini tamamlar. Sporozoitler kene kan emerken hayvana nakledilir. Etiyoloji: Sığırlardaki türlere değinilecektir. Babesia bigemina: Sığır eritrositleri içinde armuta benzer, tek veya çift armut formunda (sivri uçları dar açı yapar) yer alır. 3-4 mikron büyüklüktedir. Babesia bovis: Küçük babesia olarak tanımlanır. 1.5-2 mikron büyüklüktedir. Sürme kan frotilerinde eritrosit içinde çift armut şeklinde olup, aralarındaki açı 45°`den büyüktür. Ülkemizde daha çok görülür. Babesia major: Çok patojen değildir ve Haemaphysalis punctata tarafından bulaştırılır. Sığırlarda semptom meydana gelmez ve hemoglobinüriye rastlanmaz. Sadece splenomegali ve buna bağlı dalak ruptur olguları bildirilmektedir. Mikroskopik bakıda kolayca babesia divergensten ayrılır. Çünkü babesia major hayli büyük olup, merozoitleri 3.3-3.5 mikron büyüklüktedir ve eritrositlerin merkezinde yer alır. Her iki merozoiti arasında açı çok sivridir. Babesia bigemina Bulaşma: Mayıs ile Kasım ayları arasında keneler tarafından sığırlara bulaştırılır. Mayıs ve Haziran aylarında rastlanma oranı çok yüksek olmasına karşın, Eylül ve Ekim aylarında bu oran düşer. Babesia vektörleri 1, 2 ve 3 konakçılı Boophylus spp., Rhipicephalus spp., Hyalomma spp., Dermacantor spp. ve Haemophysalis türü kenelerdir. Görülme sıklığı kene popülasyonunun etkinliği ile ilişkilidir. 26-27°C çevre ısısı ve rutubet etkinliklerini arttırır. Sporadik nitelikte babesiosis olgularından sığır veya yabani ruminantlar sorumlu tutulmaktadır. 1.5 yaş civarındaki sığırlar yaşlılara oranla hastalığa daha duyarlıdır. Mikroskopik bakıda Babesia divergens dar açı yapan iki armut formunda görülür. Larva, nimf ve erişkin kenelerde gelişmeye devam eder. Armuda benzer şekilde, 3-4 mikron büyüklükte. Enfekte edilen sığırlarda periferik ve visseral damarlarda çoğalarak hemolize neden olur. Anemi, sarılık, hemoglobinemi ve hemoglobinüri gelişir. Kenelerin aktif olduğu mevsimlerde klinik semptomlar çok belirgin olarak ortaya çıkar. Boophilus microplus Rhipicephalus microplus Hyalomma marginatum Haemaphysalis punctata Patogenez: Babesialar kenelerde transovarial ve transstadial olarak nakledilirler. Hasta veya laten enfekte hayvanların kanından alınan babesialar kenelerin sindirim kanalında serbest hale geçerek bağırsak epitellerinde çoğaldıktan sonra, karın boşluğuna dökülerek tükürük bezlerine ve ovariumlara göç eder. Ovariumlarda bulunan yumurtalara geçerek nimfleri enfekte ettikleri gibi, tükürük bezleri yoluyla kan emerken sığırları enfekte ederler. Konakçı periferik kanında eritrositler içine yerleşerek ikiye bölünerek çoğalırlar ve eritrositleri hemolize eder. Eritrositler merozoitler tarafından parçalanır. Serbest kalan babesialar diğer sağlam eritrositleri enfekte eder. Bu şekilde periferik kan dolaşımındaki eritrositlerin yaklaşık %40’ı enfekte hale geçer. Hemolize bağlı olarak hemoglobinemi, hemoglobinüri ve ikterus şekillenir. Dolayısıyla hemolitik anemi gelişir. Hastalığın akut dönemini atlatan sığırlarda babesialar hemapoetik organlara yerleşerek babesiaya has bağışıklık (premunite) oluşumuna neden olur. Premünite gelişmiş hayvanların eritrositlerinde tek tük babesia ortaya konabilir. Semptomlar: Babesiosis akut, subakut ve kronik seyirli olmakla beraber, saha koşullarında ateş, anemi, ikterus, ödem ve hemoglobinüri ile karaterize akut formu görülür. 8-10 günlük inkubasyon periyodunu takiben yüksek ateş (41-42°C) 5-6 gün süreyle devam eder. Bu dönemde durgunluk, iştahsızlık, kalp sıklığı ve solunum sayısında artış, süt veriminde düşme gibi semptomlar ortaya çıkar. Hemoglobinüri çok belirgindir. Hastalığın başlangıcından 2-5 gün sonra hemoglobinüri görülür. Babesiosiste en önemli semptomlar yüksek ateş ve hemoglobinüri olmasına karşın, theileriosiste hemoglobinüri yoktur. Mukoza ve serozalarda hemolitik ikter belirtisi olan solgunluk (anemi) ve sarılık (ikterus) gözlenir. Anemiye bağlı olarak güç hareket etme, salkantılı yürüyüş, başı eğik tutma gibi semptomlar ortaya çıkar. 7-10 gün içinde eritrosit sayısı 2 miyon veya altına, hematokrit değer %10’a düşerek anemiden ölüm şekillenir. Subakut ve kronik babesiosis olgularında sadece ateş ve iştahsızlık görülür. Babesiosisli ruminantlarda kan sulu kıvamda olup, plazma ve serum kırmızı renktedir (hemolizis). Öngörüm: Aneminin derecesine bağlıdır. Hematokrit değeri >12 olan olgularda öngörüm elverişsiz, >12-15 olgularında elverişlidir. Korunma: Sürü bazında kene mücadelesi şarttır. Kenelerin aktivite kazandıkları sıcak mevsimlerin başlangıcında kene banyosu, yıkama veya püskürtme şeklinde ilaçlama şarttır. Meraya çıkan hayvanlarda flumethrin kullanılır. Ektoparaziter ilaç uygulamaları 4-6 hafta ara ile tekrarlanır. Koyun ve keçiler açısından ideal olanı mayıs ayında kırkım sonrası yaptırılan kene banyosudur. Kaynak: Bilal, Tarık., Sığır Hastalıkları., Kardiyovasküler Sistem Hastalıkları., 2013., 203-206. Blog bölümünde Zeynel Veisoğlu tarafından yazılmıştır. Üyeliğini aldığında hesabına aktarım sağlanacaktır.
  13. Madde çok sayıda fermiyon ve bozondan oluşmaktadır. Maddenin yapıtaşları fermiyonken (proton, elektron gibi), kuvvet taşıyıcıları bozonlardır (gluon, foton gibi). Fermiyonlar, Pauli dışarlama ilkesine uyduğu halde bozonlar bu duruma uymazlar, sebebi ise kuantum sayıları aynı olan durumlara sahiptir. Pauli dışarlama ilkesi bilindiği gibi bir orbitalde maksimum aynı kuantum durumunda tek elektronun bulunacağını dolayısıyla tüm kuantum sayılarına sahip olamayacağına, en azından birisi farklı olmak şartıyla bulunabilirler. Fermiyonlar ayrıca sıkıştırılamazlar oysa bozonlar bu durumun ötesindedir, örneğin nötron yıldızları bu proton, elektron çökmeleri, dolayısıyla bozon davranışından kaynaklanır, nötron yıldızları bilindiği gibi çok yoğundurlar,1 kaşık nötron yıldızı dünya üzerinde yaşayan insanların kütlesinden fazladır der Marcus Chown (Marcus Chown – Biraz Kuantumdan Zarar Gelmez) ve nötron yıldızlarının çökmesiyle de kara delikler oluşur. Lazerlerin yine kullanımı bozonların bu davranışına örnektir. Fermiyonlar bilindiği gibi Fermi-Dirac istatistiğine uyarlar, yani spin durumları l=0, 1, 2 olmak üzere (l+1/2)h (h-bar ya da Planck çizgi olarak da okuyabilirsiniz) ile verilen parçacık istatistikleridir, bozonlar ise Bose-Einstein istatistiğine uyan parçacıklardır ve l=h ile gösterilirler yani spin değerleri fermiyonlar kesirli (1/2, 5/2 vs.). Bozonlar ise tam sayı değerleridir (0, 1, 2 vs.) Diğer yandan eğer özdeş fermiyonlar topluluğu tek parçacık dalga fonksiyonu cinsinden yazılmak istenirse iki fermiyon aynı dalga fonksiyonunda yazılamaz, fakat bozonlar bu durumun dışındadır. Yani bozonlar tek parçacık durumunda dalga fonksiyonu şeklinde yazılabilir, bu durumda fermiyonlar dalga fonksiyonunun işaretini değiştirebilir dolayısıyla antisimetriktir, Bozonlar ise iç dalga fonksiyonu değişmediği için simetrik kabul edilirler. Bozonlar aynı zamanda süperiletkenlik kavramına da açıklık getirirler. Kaynaklar: [1]. Modern Üniversite Fiziği Ders Kitabı [2]. Çekirdek Fiziğine Giriş – W. N Cottingham/D. A. Greenwood (Çev: İrfan Açıkgöz, Serbülent Yıldırım) – (Literatür Yayıncılık – 2001)
  14. 1926 yılında Avusturyalı fizikçi Erwin Schrödinger hidrojen için kuantum sonuçlarını açıkladığı bir dizi makale göndermiştir zamanının saygın dergilerinden birine, kendisi aynı zamanda Zürih Üniversitesi’nde profesördür, toplamda konu hakkında 6 önemli makale yazıyor ama ilki konu bakımından özeldir. Bu makalede kendi dalga mekaniğinin bir formülasyonunu vermiştir (diğeri bilindiği gibi Heisenberg’in matris mekaniği formülasyonudur). Esasında Schrödinger hakkında bilgilerimiz sınırlıdır çünkü o Heisenberg gibi çalışmalarını mektupla diğer fizikçi dostlarıyla paylaşmak yerine, kendi içinde saklamıştır. Diğer bir konuda kısa zaman içerisinde ortaya çıktığı için bu durum, kronolojik olarak bu zamanlamaya sığabilecek konular mevcut değildir ama buna rağmen o da genç fizikçi de Broglie’nin makalesini okumuş ve bu konuda makaleden hayli etkilenmiştir, hatta Einstein’a yazdığı mektuplar bu yönde düşünceler içerir. Schrödinger’in Broglie hipotezini görelilik çerçevesinde genelleştirmeye çalıştığını biliyoruz fakat deneysel sonuçlar teorik sonuçlardan oldukça uzaktı bu yüzden kendide bu sonucu reddetmişti, eğer spin denilen bir iç özellikten haberi olsaydı muhtemelen -ki kısa bir zaman önce keşfedilmişti spin- teorisi daha yüreklendirici bir durum olarak bilim camiasının karşısına çıkacaktı, buna rağmen görelilik versiyonu üzerine Schrödinger’in hiç makalesi yoktur. Bir dönem villasında tatil yapan Schrödinger burada bir kadınla olan ilişkisinden sonra kendi kuantum formülasyonu bulduğu dönemdir ve daha sonra kendi formülasyonu Heisenberg’in matris mekaniğinden ayrılsın diye ona da dalga mekaniği dedi. Schrödinger makalesinin giriş bölümünde varsayımlarını yine hidrojen üzerine kuruyor ve diğer bir yandan Bohr’un tam sayı olarak ifade ettiği kuantum sayılarına gerek kalmadığını söylüyordu. Schrödinger’in formülasyonunda kullandığı matematik esasında fizikçilerinde yakından aşina oldukları kısmi türev denilen eşitlikti ve buradan Bohr’un kuantum geçişlerinde Balmer terimleri elde ediliyor ve bu durum Balmer serileriyle ve frekansıyla aynı olması Schrödinger’in daha sonra tam sayılar fikrinden tamamen vazgeçmesine neden olacaktır. Diğer yandan fizikçilerde Schrödinger’in makalelerini okuyor ve onlarda konu hakkında çıkarımlarını yapıyordu. Onlardan biride Pauli’dir, Pauli, Pascual Jordan’a ‘bu makale son zamanlarda yazılmış en önemli tezlerden birisidir ve makaleyi dikkatli oku ve anla’ diyordu. Bu kez Pauli negatif değil pozitif yönde Schrödinger’i destekliyordu, aynı durum Einstein içinde geçerliydi. Fakat buna rağmen dalga mekaniğinde dalga olarak ifade edilen neydi, ne dalgalanıyordu, bunların hepsi cevaplanması gereken sorulardı. Bir su dalgasında tepe ve çukurlar dalgayı meydana getiriyor ve bu durum Schrödinger’in ifadesi ile ψ (psi diye okunuyor) ile sembolize ediliyordu bu durum bir dalga katarı ile aynı durumu ifade ediyordu oysa bu ψ nedir ne değildir bunun herhangi bir cevabı yoktu Schrödinger tarafından. Bu durumu ciddi anlamda sorgulayan ve açıklayan kişi yine Alman fizikçi Max Born olmuştur. Born bunun için ‘yeni bir düşünce biçiminin temellerini oluşturuyor’ şeklinde ifadeler kullanacaktır daha sonra. Bu durum şu şekilde ifade edilebilir. Max Born atomik saçılma deneylerinin çoğusunu James Franck etkisiyle edinmiştir. Burada bir elektron, atomdan ayrıldıktan sonra herhangi bir yöne doğru fırlayabilir. Born burada ψ değerini IψI^2 olarak ifade ediyor ve buradan elektronun saçılma sonucunu ψ ile eşitliyordu. Burada saçılan elektron IψI^2’ye bağlı olarak açısı büyüdükçe, herhangi bir yerde bulunma olasılığı da artıyordu. Hidrojen atomuna uyarlandığında, IψI^2 değeri sayısal olarak elektronun bulunması en olası yer olarak ifade edilir. Burada şu sonuçta çıkıyor; yarıçap olarak ifade edilen yerde elektronun çoğu zamanını geçirdiği yer olarak bulunuyordu. Schrödinger bu oranı 0,529 A (angström) olarak bulmuş bu durum Bohr’un hidrojen atomuyla örtüşmekle kalmaz, hidrojenin büyüklüğünü (yaklaşık 1 A) doğrular ve bu durum Schrödinger teorisi ve Bohr’un yorumuyla uyum içindedir. Diğer yandan Max Born’un bu yorumu esasında bir olasılıkçı yaklaşımdır da, neden? çünkü ψ fonksiyonu Born için bir olasılık olarak yorumlanmış ve elektronun bulunma durumunu ifade etmiştir. Bir radyoaktif bozunmada örneğin bir nötronun ne zaman bozunacağını bilemeyiz, 1 saat 10 saat veya 10 gün, bu durum tamamen kuantum olasılıkçı bir bakış açısının sonucunda gerçekleşebilir ancak. Buna rağmen Schrödinger bu düşüncelerden oldukça rahatsızlık duyar ve Wien’e durumu anlatır. Heisenberg ve Schrödinger gösterimleri esasında aynı sistemin farklı bakış açılarıdır, şöyle ki; her ikisi de hidrojen için görünür durumları ifade etmek için denklemler yazmışlardır, fakat buna rağmen Heisenberg’in matris mekaniği kesikli ve parçacık üzerine, Schrödinger’in ise sürekli ve dalga üzerine kuruludur, hangisi doğru derseniz Heisenberg’in matris mekaniğinin fiziksel yorumu daha zordur buna rağmen Schrödinger’in dalga mekaniği bilindik durumlarla ifade edilebilir (diferansiyel işlemler örneğin) buna rağmen matris mekaniği sonradan gelişen bir durumun sonucudur. Schrödinger buna rağmen Bohr tarafından ortaya atılan kuantum sıçraması olayına sıcak bakmaz, hatta çokça tartışırlar ama yinede Bohr düşüncelerinde ısrar eder. Bu dönem Kopenhag denilen bir ekolün başını çeker Bohr, buna göre, bir durumda birden fazla sistem için -örneğin her iki durumda- iki sistem arasında yayılmış olmalıydı, buna fizik jargonuyla ‘üstüste binme ya da süperpozisyon’ diyoruz. Tabi Schrödinger bu durumu da asla hoşlanmadı ve kabul etmedi. Son olarakta Schrödinger’in kedisine bakmak yerine olacak sanırım. Schrödinger Bohr tarafından ortaya atılan teorilere çok fazla sıcak bakmış değildir ve o da şöyle bir teorik deney tasarlar. Bir kedi (teorik) bir radyoaktif zehir, Geiger sayacı (parçalanan atomları saymak için) ve kutu (kutunun içerisi hiçbir şekilde görülmeyecek) kedi kutuya konur, radyoaktif zehirin parçalanması olasılığı %50’dir bu durumda kedi ne durumdadır? Evet kedi hem ölüdür hem de diri, nasıl oluyor bu derseniz, üst üste binmiş her dalga katarı ya da çift yarıktan geçen fotonlar bu deseni oluşturur, siz gözlem yaptığınız anda ise dalga fonksiyonu çöküyor ve sistem tek bir hale dönüşüyor yani durum yerelleşiyor (diğer tabirle evre uyumsuzluğuna uğruyor) ama gözlem yapmazsanız her iki durumda da bulunabiliyor, bunu tek foton dedektörlerinde görebiliyorsunuz foton sanki takip edildiğini anlıyor gibi, bilmiyorum. Kaynaklar: [1]. Hidrojen – John S. Ridgen (ODTÜ Yayınları – 2013) [2]. Erwin Schrödinger ve Kuantum Devrimi – John Gribbin (Alfa Yayınları – 2013)
  15. DNA’nın ikili sarmalını açığa çıkarması bakımından önemli olan iki isim ‘Watson ve Crick’in’ Nature’da 25 Nisan 1953’de yayınlamış olduğu makale; Nükleik Asitlerin Moleküler Yapısı (Dezoksiriboz Nükleik Asit İçin Bir Yapı) Dezoksiriboz (şimdiki adıyla deoksiriboz) nükleik aist (D.N.A.) tuzu için bir yapı önermek istiyoruz. Bu yapının biyolojik açıdan çok ilgi çekici, alışılmamış özellikleri vardır. Pauling’in ve Corey tarafından nükleik asit için bir yapı önerilmiştir. Kendileri nezaket gösterip makaleyi yayımlanmasından önce bize ilettiler. Modelleri, fosfatların iplik eksene yakın, bazların dışarıda olduğu, birbirine geçmiş üç zincirden oluşmaktadır. Bize göre bu yapı iki sebeple yetersizdir. (1) X ışını diyagramlarını veren maddenin serbest haldeki asit değil tuz olduğunu düşünüyoruz. Asidik hidrojen atomları olmaksızın, özellikle de eksenin yakınındaki eksi yüklü fosfatlar birbirlerini iteceği için, yapıyı hangi kuvvetlerin bir arada tutacağı belli değildir. (2) van der Waals uzaklıklarının bir kısmı çok düşük görünmektedir. Fraser da bir başka üç zincirli yapı önermiştir. Onun modelinde fosfatlar dışarıda, bazlar da içeridedir ve birbirlerine hidrojen bağlarıyla bağlıdır. Bu yapı pek de iyi tanımlanmamıştır, bu sebeple üzerinde yorum yapmayacağız. Dezoksiriboz nükleik asit tuzu için tamamen farklı bir yapı ileri sürmek istiyoruz. Bu yapıda ikisi de aynı eksenin çevresinde dönen iki sarmal zincir bulunur. Her zamanki kimyasal varsayımları kullandık; yani her bir zincirin β-D- dezoksiribofuranoz kalıntılarını 3, 5 bağlantılarıyla birbirine bağlayan fosfat di-ester gruplarından oluştuğunu varsaydık. İki zincir birbirine iplik eksene dik bir çift ile bağlıdır, ama bazları bağlı değildir. Her iki zincir de soldan sağa dönen sarmallardır, ama çift yüzünden iki zincirdeki atomların sırası birbirine ters yöndedir. Her iki zincir Furberg’in 1. modelini andırıyor; yani bazlar sarmalın iç tarafında, fosfatlar da dış tarafındadır. Şekerin baza kabaca dik olması sebebiyle, şekerin ve yakınındaki atomların konfigürasyonu Furberg’in ‘standart konfigürasyonuna’ benzer. Her bir zincirde her 34 A (angström) uzaklığında, z yönünde bir kalıntı bulunur. Aynı zincir üzerindeki bitişik kalıntılar arasında 36֯’lik bir açı olduğunu, böylece yapının her zincirinde 10 kalıntıda, yani her 34 A uzaklığında kendini tekrar ettiğini varsaydık. Bir fosfor atomunun iplik ekseninden uzaklığı 10 A’dur . Fosfatlar dışarıda olduğu için katyonlar onlara kolayca erişebilir.
  16. Diptera takımındaki bazı sinek türlerinin larva dönemlerinin beslenme ve barınma amacı ile insan veya diğer omurgalı hayvanların vücuduna yerleşerek patolojik lezyonlar oluşturmasına myiasis adı verilir. Myiasis etkenlerinin larvaları proteolitik enzimler salgılayarak bulunduğu organik dokuyu deler ve derinlere yerleşirler. Myiasis etkenleri zorunlu (obligator), isteğe bağlı (fakültatif) ve rastlantısal (accidental) olarak üç grupta yer alırlar. Myiasis, larvaların yerleşim yerlerine göre kutanöz, subkutanöz ve kaviter myiasis olarak; klinik olarak ise kutanöz, eksternal, travmatik, furunkular, oftalmik, aural, kavikol, gastrikol, intestinal, ürogenital ve yara myiasisi olarak sınıflandırılır. Burada, koyun ve keçilerin önemli eksternal, cutikole ve kavicole myiasis etkenleri ele alınmıştır. Eksternal Myiasis Etken: Eksternal myiasise neden olan başlıca cins ve türler şunlardır: Lucilia sericata, L. caesar, L. cuprina Calliphora vicina, C. vomitoria Cochliomyia hominivorax Sarcophaga harmorrhoidalis Wohlfahrtia magnifica. Yaygınlığı: Tüm Dünya'da ve Türkiye'de yaygın olarak görülürler. Morfoloji: Lucilia türleri (altın sinekler) 8-10 mm uzunlukta, metalik yeşil, mavi ya da bakırımsı yeşil renkte sineklerdir. Gözleri kahverengimsi kırmızı, antenleri siyahtır. Başın herbir kenarında 3-8 occipital kıl bulunur. Calliphora türleri (mavi et sineği) 5-14 mm büyüklükte, metalik mavi ya da yeşil renkte sineklerdir. Cochliomyia türleri 6-10 mm büyüklükte metalik yeşil ya da mavimsi yeşil sineklerdir. Sarrophaga türleri (et sineği) 8-16 mm uzunlukta gri renkte sineklerdir. Wohlfahrtia türleri 8-14 mm uzunluğunda sineklerdir. Vücutları beyazımtırak gri renkte tozlu görünümdedir. Gelişim Çemberi: Myiasise neden olan sineklerde holometabol gelişim görülür. Çoğunluğu ovipardır. Ancak Wohlfahrtia, Sarrophaga gibi bazı türler larvipardır. Gelişimlerinde yumurta, larva, pupa ve erişkin olmak üzere 4 safha görülür. Fakültatif myiasis etkeni (Musca, Lucilia) sineklerin dişileri yumurtalarını veya larvalarını çürümekte olan organik gıdalara, taze et veya canlı dokular üzerindeki kokuşmuş yaralara bırakırlar. Wohlfahrtia, Cochliomyia gibi obligat myasis etkeni sineklerin dişileri ise yumurta veya larvalarını konakların üzerindeki yaralara ya da göz, burun deliği, anüs, vagina gibi yerlerine, özellikle de kuyruk altı ve koltuk altı gibi ter ve idrar ile bulaşık bölgelerine bırakırlar. Yaralardan veya bulundukları ortamdaki organik maddelerden beslenerek gelişimini tamamlayan larva konaktan ayrılarak toprağa düşer ve pupa haline gelir. Belirli bir süre sonra da pupadan erişkin sinekler çıkar. Pupadan çıkan erişkin sinekler sıcak yaz aylarında ve özellikle günün sıcak saatlerindd etkindirler. Patogenez ve Klinik Bulgular: Myiasis olguları genellikle sıcak yaz aylarında görülür. Yapağı durumundan dolayı da özellikle koyunlar açısından büyük önem taşır. Deri lezyonları, idrar ve dışkı ile bulaşıklık veya bakteriyel dermatitis gibi olgular myiasise yatkınlık oluşturur. Sinek larvaları yaptıkları irritasyon ve salgıladıkları enzimlerle dokularda yıkımlara neden olurlar. Etkilenen dokularda ağrılı ülserler gelişebilir. Bakteriyel komplikasyonlar myiasisin toksemi ve dehidrasyon ile izleyen bir boyut kazanmasına neden olabilir. Lucilia türleri gibi fakültatif myiasis etkenleri çoğunlukla yaralarda yüzlek bir yerleşim gösterirken, obligat türlerde progresif, kavernöz ve iç dokulara penetre olabilen bir myiasis dikkati çeker. Enfeste hayvanlarda iştahsızlık, durgunluk, verim kaybı ve ileri durumlarda ölüm görülür. Teşhis: Deride oluşan lezyonlarda larvaların görülmesi ile teşhise gidilir. Korunma ve Kontrol: Hayvanların düzenli olarak kırkılması, temiz tutulması, deride oluşan yaraların hemen tedavi edilmesi, kastrasyon, kuyruk kesimi yaralarının, yeni doğanlarda göbek kordonunun kontrol altında tutulması enfestasyondan korunmada büyük önem taşır. Halk Sağlığı Yönünden Önemi: Eksternal myiasis etkeni sinekler kötü hijyenik koşullarda insanlarda da myiasise neden olabilmektedir. Cuticole Myiasis Etken: Przhevalskiana silenus (genelde keçilerde, nadir olarak koyunlarda görülür). Yaygınlığı: Dünya'da ve Türkiye'de yaygındır. Morfoloji: Erişkin sinekler 8-14 mm büyüklüğünde olup, göğüsleri gri renkte, karınları ise mozaik görünümündedir. Ağız organelleri atrofiye olduğundan beslenemezler. Pupa döneminde depoladıkları besinlerle yaşamlarını (25 gün kadar) sürdürürler. Gelişim Çemberi: Dişi sinekler yumurtalarını konağın genellikle arka bacak kıllarına yapıştırırlar. Yumurtadan çıkan birinci dönem larva (L1) deriyi deler ve deri altı bağ dokuyu kullanarak sırt bölgesine doğru ilerler. Birinci dönem larvalar ekim-kasım aylarında göç halindedirler. Aralık-şubat aylarında sırt bölgesine ulaşırlar. Larva deride küçük bir delik açar ve deri altında oluşturduğu nodül içerisinde gelişimini sürdürerek önce ikinci dönem larva (L2) daha sonra da üçüncü dönem larva (L3) haline gelirler. Yaklaşık 3 cm büyüklüğünde olan L3 deride açmış olduğu delikten dışarı çıkarak tıprağa düşer. Toprakta gelişen pupadan 1-3 ay içerisinde erişkin sinek çıkar. Toplam gelişim süreleri 10-12 ay kadardır. Erişkin sinekler daha çok haziran-ağustosaylarında görülürler. Özellikle günün sıcak ve güneşli saatlerinde etkindirler. Patogenez ve Klinik Bulgular: Erişkin sinekler hayvanlarda şiddetli huzursuzluğa neden olurlar. Bu nedenle yeterince beslenemeyen hayvanlarda kilo kaybı ve verim düşüklüğü görülür. Hastalıkta asıl zararlı etkiler larvaların deri altına yerleştikleri dönemde dikkati çeker. Sırt derisi altında, özellikle lumbo-sakral bölgede yaklaşık 2 cm çapında olabilen, ortasında küçük bir delik bulunan nodüller şekillenir. Açılan deliklerde sarımsı-kırmızımsı yara kabukları oluşur. Larvanın içeride ölmesi ve nodülün diğer hastalık etkenleri ile komplike olması apse oluşumu, hatta anaflaksi ve ölüm ile sonuçlanabilir. Diğer taraftan delinen deriler sanayide tercih edilmediğinden önemli ekonomik kayıplar meydana gelir. Teşhis: Sırt derisinde oluşan tipik nodüllerin ve larvaların görülmesi ile konur. Cavicole Myiasis- Oestrosis Etken: Oestrus ovis Yerleşim yeri: Burun boşluğu, frontal sinüsler. Morfoloji: Halk arasında "burun sineği" olarak da bilinirler. Erişkinleri 8-12 mm büyüklüğünde, gri renkte sineklerdir. Göğüs üzerinde küçük siyah lekeler, karın üzerinde de küçük siyah noktalar bulunur. Erişkinleri bir, iki hafta kadar yaşayabilir. Ağız organelleri atrofiye olduğundan beslenemezler. Koyun ve keçilerin burun boşluğunda parazitlenen larvaları kurtçuk şeklindedir. Yaygınlığı: Dünya'da ve Türkiye'de yaygın olarak görülür. Gelişim Çemberi: Larvipar olan dişi sinekler uçuş sırasında larvaları fışkırtarak hayvanların burun delikleri civarına bırakırlar. Buruna giren larvalar burun boşluğunda müköz sekresyonla beslenip gömlek değiştirerek L2 haline gelirler. Daha sonra da frontal sinüse geçerek L3 haline gelirler. Burada gelişen larvalar burun boşluğunu terk edip toprağa düşerler. Toprakta önce pupa, daha sonra da erişkin hale gelen sinekler pupadan çıkarak uçmaya başlarlar. Erkek sinekler çiftleştikten sonra ölürler. Toplam gelişim siklusları genellikle 1 yıl kadar sürer. Erişkin sinekler sıcak mevsimlerde ve günün özellikle sıcak, güneşli saatlerinde görülürler. Patogenez ve Klinik Bulgular: Erişkin sinekler hayvanları huzursuz ederler. Larvalar daha çok koyunlarda, ender olarak da keçilerde burun boşluğunda ve frontal sinüslerde myiasise neden olurlar. Larvalar üzerlerindeki kitini dikenler ile burun mukozasını irrite ederek müköz salgıyı arttırırlar. Hayvanlarda kanlı da olabilen mukoprulent bir burun akıntısı, aksırık, baş sallama, burnu yere, duvarlara sürtme, diş gıcırdatma, solunum güçlüğü denge bozukluğu gibi belirtiler görülür. Rahat yem tüketemedikleri için hayvanlarda gelişme geriliği ve verim düşüklüğü şekillenir. Larvaların sinüslerde ölmesi, şiddetli allerjik reaksiyonlara, bakteriyel komplikasyona hatta ölümlere yol açabilir. Teşhis: Klinik belirtilere göre ve larvaların görülmesiyle yapılır. Kaynak; Yarsan, Ender., Koyun ve Keçi Hastalıkları.,Paraziter Hastalıklar. Blog bölümünde Zeynel Veisoğlu tarafından yazılmıştır. Üyeliğini aldığında hesabına aktarım sağlanacaktır.
  17. Anthrax zoonoz niteliğinde önemli bir bakteriyel enfeksiyondur. Yabani, evcil ruminant ve insanlar hastalığa yakalanır. Sığır, koyun, keçi, deve ve antiloplarda perakut veya akut seyirli septisemi ve ani hızlı ölüm ile nitelendirilen bir hastalıktır. Etken aerobik ortamda spor teşkil ederek 30-40 yıl canlı kalması nedeniyle epizootilerin halk tarafından şeytan tarlası olarak adlandırılan bulaşık bölgelerde özellikle o bölgeye dışarıdan getirilen veya bağışık olmayan hayvanlarda hastalık daha çok görülür. Başta küçük ruminantlar olmak üzere sığır, manda, deve, domuz, at, insan ve karnivorlarda septisemik seyirli öldürücü enfeksiyona neden olur. Anthrax basili (Bacillus anthracis) Anthrax basili (Bacillus anthracis) anaerob, hareketsiz, 3-10 mikron boyunda,1-1.3 mikron genişlikte, kapsüllü, tek veya zincir şeklinde dizilmiş gram boyaları alan (Gram +) vejetatif formları açılmamış kadavrada ve bütün ekskret ve sekretlerde bulunan, özellikle dalaktan izole edilebilen bir bakteridir. Anaerob olan ortamda spor oluşturmaz. Bu nedenle anthrax’tan ölen bir hayvanın kadavrası açılmadan derin bir çukura kireç dökğlerek gömülürse otolizis nedeniyle vejetatif bütün formlar yıkıma uğrar. Hayvan materyali veya hayvansal ürünlerle temasta insanlarda anthrax meydana gelir. Mezbaha işçilerinde karbunkel adı verilen yaralara neden olur. Mezbaha ve tabakhane artıkları meraları kirletir. Yabani karnivor ve et yiyen kuşlar sporların bulaşmasına neden olur. Semptomlar Perakut anthrax (Apoplektik form): Perakut şekil çok görülür. Küçük ruminantlarda ve besi danalarında hastalığın bu şekli çok görülür. Hiçbir klinik semptom şekillenmeden hayvanlar ölü bulunur. Doğal deliklerden kanlı akıntı gelir. Akut anthrax: Durgunluk, konjunktiva ve mukozalarda hiperemi ile başlar. Sığır ve koyunlarda görülür. Ateş, depresyon, taşikardi, boğaz, dil ve perineumda ödem, ishal ve dizanteri, sütte kan veya sarı renk, abortus, son aşamada konvülziyon ve kollaps ölümle sonuçlanır. Kronik form: Hastalık tek tırnaklı, karnivor ve insanlarda bu formda seyreder. Kronik form sistemik hastalık şeklinde seyreder. Servikal lenf düğümleri büyümüştür. Otopsi: Tanı amacıyla otopsi yasaktır. Anüs, burun deliği, vulva gibi doğal deliklerden kan gelir. Kan pıhtılaşmaz. Rigor mortis şekillenmez. Deri altı ödemler çok tipiktir. En önemli bulgu splenomegali (dalağın anormal büyümesi) ve kanın pıhtılaşmamasıdır. Kan koyu ve siyah renktedir. Korunma: Anthraks aşı programı ile kontrol edilebilir. Asemptomatik hayvanların sağaltımı, izolasyon ve aşılama programı uygulanır. Endemik bölgelerde hayvanlar her yıl aşılanır. Blog bölümünde Zeynel Veisoğlu tarafından yazılmıştır. Üyeliğini aldığında hesabına aktarım sağlanacaktır.
  18. Bilimgunlugu.com 2018 yılından beri yayınlanmakta olan ve tamamı özgün içeriklerden oluşturulmuş kaynak bir sitedir. Sitemizdeki yazılar Bilimgunlugu.com’da bulunan yazarlık panelimiz aracılığıyla yazarlarımız tarafından hazırlanmaktadır. Sisteme eklenen yazılar kısa bir değerlendirme sürecinin ardından puanlama neticesine göre yayına alınmaktadır. Yazılarını geniş kitlelerle paylaşmak isteyen ve bunun için etkili bir platform arayışında olanlar, bilgilerini Bilim Günlüğü sayfaları aracılığıyla özgürce paylaşabilmektedir. Biz, her bilgi düzeyindeki insanın kendini geliştirdiği veya yatkın olduğu dallarda faydalı yazılar üretebileceğini düşünüyoruz. Bu noktada kişilerin bilgi ve tecrübesini özgürce paylaşabilmesi, bunu yaparken de hem Türk internet mecrasına hem de kendilerine katkı sağlayacak olmalarını hedefliyoruz. Önce olmazsa olmaz şartlarımızı ifade edelim. Detaylara ilerleyen satırlardan ulaşabilirsiniz. Kaynak Gösterimi Yazı türü ve içeriği ne olursa olsun, üyelerin farklı kaynaklardan benzer konuya ilişkin yönelimini ve ileri okumasını sağlayacak kaynaklara yer verilmediği sürece yazınız onaylanmayacaktır. Yazı tamamen fikri ve ilmi olarak size ait değilse elbette zorundasınız. Kısmi alıntılar ve verilerin temin edildiği noktalarda mutlaka kaynağına atfetmek zorundayız. Ayrıca tamamen kişisel çalışmalardan oluşan bir yazı gönderiyor olsanız bile, okuyucunun ileri okuma yapabilmesi için konuya ek bilgi ve referans anlamında yine kaynak eklemek zorundasınız. Bilgi eldesi oldukça güç bir iştir, emeğe ve etik kurallara saygı göstermeliyiz. Yazılarınızın onaylanma sürecinin elzem faktörlerinden biridir. Derleme Çalışmalar Özellikle Türkçe kaynaklar başta olmak üzere, sadece alıntı metinler ile derlenen, özgünlük düzeyi düşük ve konu tekrarı içeren metinler onaylanmayacaktır. Bilimsel Platform İlkesi Burada tüm üyelerimizle bilimsel bir çerçevede bilgi, birikim, tecrübe ve güncel veri sunmaya çalışıyoruz. Kişisel yazılar, gündelik blog ve tavsiye paylaşımları onaylanmayacaktır. Sistemin Faydaları: Araştırmaya teşvik Bilgi ve tecrübe paylaşımı İnsanlarla karşılıklı etkileşim İnternet mecrasına katkı sağlamak Ek şartlarımız neler? Önemli Not: Bilimgunlugu.com’da diğer sitelerden veya yazılı kaynaklardan“kopyala + yapıştır” yapılarak oluşturulan konulara kesinlikle yer verilmemektedir. Yazar, Bilim Günlüğü portalına yazı gönderdiğinde bu içeriğin özgün olduğunu taahhüt eder. Yazı onay sürecinde ilk olarak kopya içerik denetiminden geçer. Kopya içerik olduğunun tespit edilmesi durumunda ise yazar uyarılır, aynı durumun devamı söz konusu olduğunda hesabındaki birikmiş meblağ ödenerek üyeliği silinir. Yabancı kaynaklardan çeviri yapılan yazılar, kaynak belirtildiği taktirde kopya olarak değerlendirilmezler. Türkçe’ye çeviri yapılan yazıları destekliyoruz. Yazar, herhangi bir platformdan paylaşım kurallarına ve etik atıf hassasiyetine özen göstererek kısmi ya da tamamı olacak şekilde çeviri yapabilir, Türkçe olarak sisteme giriş sağlayabilir. Ancak herhangi bir otomasyon çeviri, yeniden yazım (re-write) programı veya sistemi ile metni ve/veya kontrolsüz bir otomatik gönderi iletimi sağlaması halinde yazar bir kez nezaketen uyarılır, tekrarı halinde hak talepleri iptal edilerek sistemden uzaklaştırılır. Bir konu içerisine istenildiği kadar iç ve dış bağlantı girilebilir. İç ve dış bağlantıların girilmesi editör notu açısından önemli bir kriterdir (Dış bağlantıya örnek: “http://www.flickr.com/fotolar.php” İç bağlantıya örnek: “https://www.bilimgunlugu.com/odtu-robot-gunleri-7-8-mart-2009/” ). Yazar, yazdığı yazıların yayınlanıp yayınlanmaması konusunda karar yetkisine sahip değildir. Yayınlanan yazıların, tüm hakları Bilim Günlüğü’ne aittir. Yazar, Bilim Günlüğü portalına gönderdiği yazılarda ve mesajlarda pornografi ya da müstehcenlik, ırkçılık, kişi ya da grupları tahrik edici, itibar zedeleyici, hakaret, tehdit, taciz amacı taşıyan ibareler kullanamaz. Yazar, Bilim Günlüğü portalı sayfalarını kendi çıkarları doğrultusunda reklam veya farklı şekillerde kazanç sağlamak için kullanamaz. Bilim Günlüğü, yayınlanan tüm yazılardan kazanç elde edileceğini garanti eder. Yazının görüntüleme almayıp okunmaması yazı değerini etkilemez. Yazar, yazılarıyla sitenin kullanımını önleyici veya zorlaştırıcı hareketlerde bulunamaz, sunucuları ya da veritabanını otomatik programlar yükleyip zorlayamaz/kitleyemez. Verileri yanıltıcı, hile girişimlerinde bulunamaz. Aksi takdirde üyeliği sonlandırılır ve bu durumdan doğabilecek her türlü hukuki, cezai sorumluluğu kabul eder. Bilim Günlüğü’ne gönderilen yazıların yedeğinin alınması önerilmektedir. Yazıların, yorumların veya kişisel mesajlaşmaların yedeklerinin alınmaması nedeniyle kaybolmasından, silinmesinden veya hasar görmesinden Bilim Günlüğü sorumlu tutulamaz. Bilim Günlüğü, tarafından sonlandırılan üye hesabına ait her türlü kaydı silip silmemekte serbesttir. Üye, silinen kayıtlarla ilgili herhangi bir hak veya tazminat talebinde bulunamaz. Yazar, yayınlamakta olan yazılarının yayından kaldırılmasını talep edebilir. Fakat bu talep editör onayına tabidir. Bilim Günlüğü, tarafından yazarlara sağlanan kontrol panelinde yer alan detaylar dışında daha fazla veri açıklamama hakkını elinde tutar. Bilim Günlüğü ile yazarlar arasındaki ilişki yasal ortaklık olarak değil, bağımsız yazar-yayıncı olarak geçerlidir. Yazar, kazançların hesaplanmasında kullanılan verileri suni yoldan değiştirici saldırı veya benzeri girişimlerde bulunursa, uyarılmaksızın sistemden süresiz uzaklaştırılabilir. Bilimgunlugu.com çatısı altında paylaşılan makale yayın ve işlem hakları Bilim Günlüğü projesine aittir. Eş zamanlı olarak farklı platformlarda yayınlanması halinde ilgili platformlar ile iletişime geçilerek hak talebi yapılacak ve ilgili platformlardaki yazıları için talep oluşturulacaktır. Sisteme yazı ekleyen yazarlarımız bu şartı kabul etmiş sayılır. Yazarlar üyeliklerin sistem tarafından iptal edilmesi veya kendi istekleriyle üyeliklerinin silinmesi durumunda mevcut düzende eklenmiş ve paylaşılmış olan materyalleri üzerine hak iddia edemezler. Yazar, Bilim Günlüğü hizmetlerinden faydalanmaya başlandığı andan itibaren üyelik sözleşmesinde ve kullanım koşullarında yer alan tüm hükümleri kabul etmiş sayılacağını ve sözleşmenin kendisi hakkında hüküm ifade edeceğini kabul eder
  19. Üyelik Sözleşmesi Bilim Günlüğü Forum'da yazar olmak isteyen herkes ücretsiz üyelik hesabi açabilir. Geçerli bir üyelik hesabi için üyelik hesabindaki zorunlu kisimlarin tanimlanmasi gerekmektedir. Isim, soyad, email adresi gibi kisisel bilgiler sahsin kendine ait olmalidir. Geçerli olmayan veya baskasina ait bir elektronik posta adresi kullanilarak üye kaydi yapilmasi halinde Bilim Günlüğü Forum herhangi bir bildirimde bulunmaksizin üyelik iptal etme yetkisine sahiptir. Üye kendisi için sisteme kaydedilmis hesap haricinde ikinci bir kullanici kaydi yapamaz. Bu maddeye aykiri hareket durumunda, üyeye verilen hizmetlerin herhangi bir bildirimde bulunmaksizin tek tarafli olarak durdurulmasina neden olabilir. Üye Bilim Günlüğü Forum tarafindan verilen hizmetten faydalanmasi veya kendisi adina kullanilmasini saglamak için baska bir kisiye sifresini veremez. Böyle bir durum neticesinde olusabilecek kötüye kullanimdan üyenin kendisi sorumlu tutulur. Bu sekilde bir kullanimdan dogabilecek her türlü hukuki ve cezai yükümlülük yine üyeye aittir. Bilim Günlüğü Forum üyesi hizmetlerden yararlanirken, Türk Ceza Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, Marka ve Patent Haklarinin Korunmasi ile ilgili Kanun Hükmünde Kararnameler ve yasal düzenlemeler, Borçlar Yasasi, diger ilgili mevzuat hükümlerine uymayi kabul eder. Bildirimlere ve yasalara aykiri kullanim sebebiyle dogabilecek hukuki, cezai ve mali her türlü sorumluluk üyeye aittir. Gizlilik Şartları Bilim Günlüğü Forum'a üyelerimiz tarafindan girilen kisisel hiçbir bilgi paylasilmaz ve gizlilik ilkeleri kapsaminda güvencemiz altindadir. Bilim Günlüğü Forum'a verilmis kisisel email adresleriniz, hiçbir sekilde istenmeyen posta(spam) gönderilmek için kullanilmaz. Sadece üyelerimizi bilgilendirmek için kullanilirlar. Yazarlarin Bilim Günlüğü Forum'a girmis oldugu ve onaylanmak üzere bekleyen konular tamamen gizlidir. Yayinlanmadigi sürece hiçbir yazi afise edilmez ve onaylanmadigi sürece site veritabaninda gizli tutulur, kimseyle paylasilmaz. Bilim Günlüğü Forum gerekli görüldügünde isbu gizlilik sözlesmesinin hükümlerini degistirme hakkini sakli tutmaktadir. Yapilacak olasi degisiklikler bu sayfada güncellenecek olup, üyelerimize mutlaka bildirilecektir. Bilim Günlüğü Forum'a üye oldugunuzda gizlilik sözlesmesini kabul etmis olursunuz. Gizlilik sözlesmesi bize verdiginiz bilgilerin tarafimizdan korunmakta oldugunun teminati niteligindedir. Üye, bu katilim sözlesmesinde yer alan maddelerin tümünü okudugunu, anladigini, kabul ettigini ve kendisiyle ilgili olarak verdigi bilgilerin dogrulugunu onayladigini beyan, kabul ve taahhüt eder.
  20. Sitemiz bir "Günlük" olarak derleme yayın, yorum, diyalog ve yazılara vermektedir. Güncel bilim haberleri ve gelişmelere ek olarak özellikle sosyal medyada gözden kaçan, değerli gördüğümüz tüm içeriğe kaynak ve atıflar dahilinde sitemizde yer vermekteyiz. Bu sitede verilen bilgilerin kullanım sorumluluğu tümüyle kullanıcıya aittir. Sayfalarımızda yer alan her türlü bilgi, görsel ve doküman sadece bilgilendirmek amacıyla verilmiştir. Site içerisinde paylaşılan ders notları, videolar, haberler tamamen derlenme ve açık kaynaklardan alıntıdır. Ürün sahiplerinin ulaşması ve kaldırılması talebi gerçekleştirildiğinde Bilim Günlüğü herhangi bir hak iddia etmez ve ürünler derhal kaldırılır. Konu ile ilgili olarak admin@Bilimgunlugu.com adresiyle iletişime geçmeniz yeterlidir.
  21. Önemli Not: Bilimgunlugu.com’da diğer sitelerden veya yazılı kaynaklardan“kopyala + yapıştır” yapılarak oluşturulan konulara kesinlikle yer verilmemektedir. Yazar, Bilim Günlüğü’ne yazı gönderdiğinde bu içeriğin özgün olduğunu taahhüt eder. Yazı onay sürecinde ilk olarak kopya içerik denetiminden geçer. Kopya içerik olduğunun tespit edilmesi durumunda ise yazar uyarılır, aynı durumun devamı söz konusu olduğunda hesabındaki birikmiş meblağ ödenerek üyeliği silinir. Yabancı kaynaklardan çeviri yapılan yazılar, kaynak belirtildiği taktirde kopya olarak değerlendirilmezler. Türkçe’ye çeviri yapılan yazıları destekliyoruz. Bir konu içerisine istenildiği kadar iç ve dış bağlantı girilebilir. İç ve dış bağlantıların girilmesi editör notu açısından önemli bir kriterdir. (Dış bağlantıya örnek: “https://goo.gl/KFgAM1 , İç bağlantıya örnek: “https://www.Bilimgunlugu.com/odtu-robot-gunleri” ) Yazar, yazdığı yazıların yayınlanıp yayınlanmaması konusunda karar yetkisine sahip değildir. Yayınlanan yazıların, tüm hakları Bilim Günlüğü’ne aittir. Yazar, Bilim Günlüğü’ne gönderdiği yazılarda ve mesajlarda pornografi ya da müstehcenlik, ırkçılık, kişi ya da grupları tahrik edici, itibar zedeleyici, hakaret, tehdit, taciz amacı taşıyan ibareler kullanamaz. Yazar, Bilim Günlüğü sayfalarını kendi çıkarları doğrultusunda reklam veya farklı şekillerde kazanç sağlamak için kullanamaz. Bilim Günlüğü, yayınlanan tüm yazılardan kazanç elde edileceğini garanti eder. Yazının hit almayıp okunmaması yazı değerini etkilemez. Yazar, yazılarıyla sitenin kullanımını önleyici veya zorlaştırıcı hareketlerde bulunamaz, sunucuları ya da veritabanını otomatik programlar yükleyip zorlayamaz/kitleyemez. Verileri yanıltıcı, hile girişimlerinde bulunamaz. Aksi takdirde üyeliği sonlandırılır ve bu durumdan doğabilecek her türlü hukuki, cezai sorumluluğu kabul eder. Bilim Günlüğü’ne gönderilen yazıların yedeğinin alınması önerilmektedir. Yazıların, yorumların veya kişisel mesajlasmaların yedeklerinin alınmaması nedeniyle kaybolmasından, silinmesinden veya hasar görmesinden Bilim Günlüğü sorumlu tutulamaz. Bilim Günlüğü, tarafından sonlandırılan üye hesabına ait her türlü kaydı silip silmemekte serbesttir. Üye, silinen kayıtlarla ilgili herhangi bir hak veya tazminat talebinde bulunamaz. Yazar, yayınlamakta olan yazılarının yayından kaldırılmasını talep edebilir. Fakat bu talep editör onayına tabidir. Bilim Günlüğü, tarafından yazarlara sağlanan kontrol panelinde yer alan detaylar dışında daha fazla veri açıklamama hakkını elinde tutar. Bilim Günlüğü ile yazarlar arasındaki ilişki yasal ortaklık olarak değil, bağımsız yazar-yayıncı olarak geçerlidir. Yazar, Bilim Günlüğü hizmetlerinden faydalanmaya başlandığı andan itibaren üyelik sözleşmesinde ve kullanım koşullarında yer alan tüm hükümleri kabul etmiş sayılacağını ve sözleşmenin kendisi hakkında hüküm ifade edeceğini kabul eder.
  22. Bilimgunlugu.com (bundan sonra BG olarak anılacaktır) adresinde hizmet verilen alanlar tamamen ücretsizdir. Forumda mesaj yazabilmek için üye olmanız gerekmektedir. Daha evvelden belirli sebeplerle BG forumlarından uzaklaştırılmamış ve kayıt formunu eksiksiz ve geçerli olarak dolduran herkes için üyelik başvuru hakkı sağlanır. Bu aşamanın tamamlanabilmesi için geçerli ve aktif olan bir e-posta adresi bildirilmesi zorunludur. Site Duyuruları / Öneriler / Eleştiriler forumunun içeriğini okuyabilmeniz için üye olunması gerekmektedir. BG üyeler tarafından verilen tüm bilgilerin doğruluğuna inanır ve buna göre davranır. Yanlış ve gerçek dışı beyan edilen bilgilerden oluşabilecek her türlü sorundan BG sorumlu değildir. Üyelik formunu dolduran tüm ziyaretçilerimizin verdiği bilgiler site üzerinde sunulan hizmetlerin yelpazesini genişletmek, ihtiyaç ve beklentileri belirleyebilmek amacıyla kullanılmaktadır. Siteye farklı kullanıcı adları altında birden fazla üye olunamaz. Tespiti halinde mesajlar silinir, üyelikler üye isimleri sistemden süresiz uzaklaştırılır. Üyeler kendisine ait olmayan gerçek isim ve soyisimleri, firma isimlerini, marka isimlerini, alfanümerik karakterler hariç karakterleri üye ismi olarak kullanamaz. Bunun ihlali dahilinde üye isminizi değiştirmenizi isteyebilir veya üye isminize uyarmaksızın müdahele edebiliriz. Sponsor firmalar firmalarının isimlerini kullanabilirler. BG üyeliği kişiseldir, ödünç verilmez, devredilmez. Üye olan herkes kullanıcı adı ve şifresini korumakla yükümlüdür. BG forumlarına üye olurken seçtiğiniz şifre sadece sizin tarafınızdan bilinmelidir. Şifrenin seçimi ve korunma sorumluluğu üyeye aittir. BG 'da oluşturduğunuz profil bilgileriniz tüm BG üyeleri tarafından görünebilmektedir, bu alanlarda özel bilgi vermek üyelerin sorumluluğundadır. Başka kullanıcıları rahatsız edici, küfür içerikli kullanıcı ismi seçilemez. Forumumuza Ücretsiz e-posta adresleri ile (örnek: hotmail, yahoo, mynet vb.) üyelik başvurunuzda aktivitasyon e-postası adresinize ulaşmayabilir bundan dolayı üyeliğinizin kabul edileceği garanti edilemez. Bu tür e-posta adresleri ile kayıt olanların "neden üye olamadıklarını" belirten e-postaları cevaplandırılmayacaktır. Bu durumda size özel görünen "Aktivasyon E-Maili Alamayanlar" forumunu kullanabilirsiniz. Üyeler BG forumlarına kayıt için şeçtikleri kullanıcı adlarını değiştirme hakkına sahip değildir. BG yönetimi tarafından kullanıcı adı değişikliği özel durumlar haricinde yapılmamaktadır. Üyeler aktif kullanıcı adlarını site yönetimine iptal ettirip yeni kullanıcı adı ile siteye giriş yapabilirler. Profil bilgileri ile tüm yazdıkları eski üyelik bilgilerinde kalacaktır. Üyelik işlemi sırasında alınan e-posta adresleri; yapılan yenilikleri, haber bültenlerini, kampanyaları duyurabilmek ve üyelerimiz ile iletişimi devam ettirebilmek açısından önem taşımaktadır. BG kullanıcı e-maillerini pazarlama ve reklam amaçlı paylaşabilir. Üyelerimiz, BG 'nin sunduğu bu tarz bilgilendirmelerden yararlanmak istemedikleri takdirde ilgili seçeneği belirleyerek iptal edebilmektedir. İptal etmeden önce kayıt olunan tanıtım bilgilendirme bültenlerinden çıkmak için bülten mailine çıkmak istediğinize dair cevap yazabilirsiniz.
  23. Bilim Günlüğü (BG) forumlarında forum ana ve alt başlıklarında belirlelen konular dışında başlık açmak yasaktır. Forum ana ve alt başlıklarının tanımı, hangi konunun nereye açılması konusunda sizi tatmin edecek kadar bilgi içermektedir. BG forumlarında otomotiv harici konuların paylaşılması için "Konu Dışı", taziye ve kutlamalar için "Taziye, Tebrik Ve Kutlamalar" forumu mevcuttur. "Konu Dışı" forumunun hangi amaçlar için kullanılabileceği ve içeriğinde olmaması gereken unsurlar "8. BG Konu Dışı Forumu Kuralları" bölümünde belirtilmiştir. BG forumlarında yazılan mesajların içeriğinden mesajı yazan forum üyesi sorumludur. Bilinmesi gereken önemli bir husus; Gönderilecek mesajların veya forum alanlarında belirtilecek fikirlerin hiçbiri olumlu veya olumsuz forum yönetimini ve BG 'yi bağlamaz. Forum yönetimi herhangi bir kanun yaptırımında üyenin savunuculuğunu üstlenmez, üyeler kendi sorumlulukları ile başbaşadir. Forum yönetimi hiçbir şekilde bu tür durumlarda üyeye destek olacağı vaadinde de bulunmaz. T.C. yasalarını ya da uluslararası kanunları, anlaşmaları, tüzükleri çiğneyen mesajlar foruma gönderilemez (¹). Herhangi bir alanda gerçek ve tüzel kişileri, kurum ve kuruluşları, kamu kuruluşlarını ve personelini küçük düşürecek resim, fotoğraf, ilüstrasyon, çizim, yazı, alıntı, ses dosyası, video, bağlantı, makale, tablo, mesaj vb içerikler kesinlikle yasaktır. Herhangi bir kullanıcının, gerçek ve tüzel kişinin isteği dışında kişisel bilgilerini (ad, soyad, adres, tel no vb.) yayınlaması kesinlikle yasaktır. Bir başkasının gizlilik hakkını ya da yayın haklarını çiğneyen ya da telif hakları, ticari marka hakları veya baska mülkiyet hakları tarafından korunan veya bu tarif edilen sınıflara giren malzemelerden uyarlananlar da dahil olmak üzere; sahibinden veya haklarını elinde tutandan önceden izin almaksızın, başkalarının haklarını çiğneyen ya da ters düşen hiç bir bilgi, dosya veya başka malzeme forumlarda yer alamaz. FSEK (Fikir Ve Sanat Eserleri Kanunu) uyarınca forumlarda her türlü lisans gerektiren ve telif hakkı bulunan film, müzik, yazılım ve diğer eserlerin paylaşımı kesinlikle yasaktır. Başka bir site katılımcısını, üçüncü bir şahsı, kurum ve kuruluşları küçültücü veya hakaret edici yazılar yazılamaz. Forum yöneticilerini, kullanıcılarını küçümser davranışlar sergilemek yasaktır. BG tamamı ile bir bütündür, yönetimin onayıyla beraber BG forumları içerisinde küçük gruplar oluşturulabilir (İl grupları, SS kullanıcıları vb.). BG bünyesi haricinde oluşturulan grup ya da kulüplerin, web sitelerinin, oluşumlarının tanıtım ve reklamlarının yönetimin bilgisi haricinde yapılması yasaktır. Başka sitelere üyeleri veya kullanıcıları yönlendirme amaçlı yazılan reklam mahiyetinde yazılar (Özel Mesaj Dahil) YASAKTIR. "Duyurular" forumu karışıklığın önlenmesi, duyuruların belirli bir düzene girebilmesi için moderasyone tabidir. Başlık açabilirsiniz ancak yönetim başlığa onay vermedikçe konu yayına girmez. Özel mesaj atarak üyeleri rahatsız etmek yasaktır. BG 'den veya içerisinde ki bağlantılardan indirdiğiniz tüm dosyalar, programlar, script veya yazılımlardan dolayı bilgisayarınızda oluşacak olan herhangi bir zarar veya hasardan BG sorumlu tutulamaz. Sansürlenerek te olsa küfür, argo terim, maksadı aşan benzetme, sataşma, tartışma çıkarıcı söz, aşağılama vb. içerikler mesajlarınızda bulunamaz. Tehdit etmek, küfretmek, örf ve adetlere karşı, müstehcen, kaba, nefret dolu mesajlar ile din, dil, ırk ayrımına yönelik mesajlar yazmak, davranışlarda bulunmak yasaktır. BG forumlarının en belirgin özelliği kullanıcıların mesajlaşmalarında yakalanan belirgin düzeydir. Bu güzel çizgiyi korumak mutlaka kullanıcının görevidir. Mesajımızın bir içeriği olmasına gayret edelim. Meselâ sırf gülümseme veya "teşekkür", "çok güzel!" vb. kısa mesajlar yazmaktan kaçınalım. Aynı mesaj birden fazla foruma kopyalanamaz. BG forumları içerisinde açılan bir başlığın linkini alakalı veya alakasız başka başlıklara sürekli kopyalamak, başlığınızın ilgi çekmesi için mesaj kalabalığı ve kirliliği oluşturmak yasaktır. Gündem ve Siyaset forumu dışında politik, siyasi ve dini konuların konuşulması yasaktır. BG forumlarında açılmış konular dahilinde ikili sohbetler ve mesajlaşmalar yapilamaz. BG forumlarında konuyu amacindan saptıran veya konuyla alakasız mesajlar atılamaz. İçerik veya alıntıları değiştirerek diğer üyeleri yanıltmak yasaktır. Ticari maksatlı hiçbir bilgi, fotoğraf, video postalanamaz ya da iletilemez. Yayınlayan kişiye herhangi bir gelir, çıkar yada fayda sağlayan linkler mesaj olarak yazılamaz. Üyeler ve firmalarla bağlantılı olan bayi konumundaki üyeler, ilgili olduğu firmayı yüceltecek içerikleri paylaşamayacakları gibi başka firmalar veya markaları aşağılayıcı şekilde yazı yazamazlar. Forum üyeleri diledikleri an tek taraflı olarak üyeliklerini iptal ettirebilirler. Üyelik iptali isteyen kullanıcının yaptırcakları iptal işleminin üyelikleri boyunca gerçekleştirdikleri icraatlerin sorumluluğunun sona ereceği anlamına gelmez. Kullanıcılarının icraatlerinden doğacak her türlü kanuni sorumluluğu devam eder. (²) Forum ortamına kişisel problemler, anlaşmazlıklar taşınamaz. Forum içerisinde, illegal ve trafik kurallarına aykırı tutumlar sergilemek; trafiğe açık alanlarda insan hayatını tehlikeye atan, yasadışı otomotiv yarışlarına çağrı yapmak, karşı tarafı yarışa davet etmek veya bu tarz olaylar hakkında forum üyelerini bilgilendirmek, sokak/cadde yarışlarına özendirici veya teşvik edici konular açmak, resim veya video yayınlamak ve bu konulara mesaj yazmak yasaktır. BG bağlantı verdiği, tanıtımını yaptığı sitelerin içeriklerinden sorumlu değildir. BG forumlarına alkol ve sigara kullanımının özendirilmesi, uyuşturucu ve uçucu maddelerin kullanımı, temin edilmesi, ve özendirilmesi, spor amaçlı kullanılmayan (eskrim-okculuk-atıcılık vb.) silah, öldürücü veya yaralayıcı her türlü alet ile ilgili herhangi bir yazı alıntı vb. iletileri göndermek yasaktır. Site üyeleri yeni bir konu başlığı açmadan önce o konunun forumda mevcut olup olmadığını kontrol etmelidirler. Bunun için forumun arama özelliği kullanılabilir. Aynı isimli veya aynı içeriği içeren konular açılamaz. Konu başlık ve içeriğinin anlaşılabilir bir dille, imla kurallarına ve Türkçe karakterlere dikkat edilerek yazılması, yanlış anlaşılmalara mahal verilmesini engelleyeceği gibi, diğer üyeler tarafından da daha kolay anlaşılmasını sağlayacaktır. Mesaj/Konu başlık ve içeriginde BiR BüYüK bİr kÜçÜk, tamamı kalın (bold), tamami eğik (italik), TAMAMI BÜYÜK, Tamamı renkli, yer değiştirilmiş, karıştırılmış alfanümerik (alf4Nüm3r1k) karakterler olacak şekilde yazılar kullanılması, noktalama ve yazım kurallarına aykırı mesajlar yazılması yasaktır. Çok eski mesajlara cevap yazarak artık fonksiyonunu tamamlamış mesaj dizilerinin yeniden canlandırılmaması rica olunur. Kullanıcıların forumlara atmış olduğu mesaj sayısı prestij göstergesi yada herhangi bir kıdemlilik ölçüsü değildir. Forumlara yolladığınız her soru yanıtlanmak zorunda değildir. Sorunuzun cevaplanmaması durumunda aynı soruyu tekrar tekrar yollamayınız ya da kişilere sorunuza yanıt vermedikleri için sitem etmeyiniz. Mesajlarınızın daha çok dikkate alınıp, sonuca daha çabuk ulaşabilmeniz için lütfen KONU satırını anlamlı olarak kullanınız. "ACİL ACİL ACİL" ya da "LÜTFEN YARDIM" konulu mesajlar sanılandan daha az ilgi görmektedir. BG forumlarında yönetim / yönetici tarafından uygulanan cezalar için hiçbir konu açılamaz. Forum içerisine yönetim / yönetici hakkında açılan tüm konular, yazılan tüm mesajlar silinir. (³) BG forumlarında bulunan bütün yazılı, resimli, fotoğraflı, görüntülü, sesli, grafik içeren ve/veya içermeyen tablo gibi materyallerin her hakkı saklıdır. Bu materyalleri kaynak belirtmeden kopyalayarak diğer elektronik ortamlarda yayınlamak ve/veya pazarlamak kesinlikle yasaktır. Doğabilecek kanuni ihtilaflarda BG hiçbir sorumluluk kabul etmez. BG, üyeler ve üyeler arasındaki iletişimle ilgili herhangi bir hata, ihmal, kesinti, silinme, bozulma, işlem veya iletimde gecikme ya da iletişim ağı başarısızlığından sorumlu değildir. Üyelerin düzenlediği ve BG forumlarında duyurusunun yapıldığı gezi ve organizasyonlardan, bu gezi ve organizasyonlarda oluşabilecek aksaklıklar veya cezaya tabi yasadışı hareket ve tavırlardan BG sorumlu değildir. "Taziye / Tebrik / Kutlamalar" ve "Onlar Hep Bizimle Birlikteler" forumları haricinde kişiye özel başlık açamazsınız, mesaj yazamazsınız. Bu gibi durumlarda ilgili kişiye özel mesaj göndermelisiniz. BG Forumlarına içeriksiz, gereksiz veya açılan başlıkla ilgisiz mesajlar gönderemezsiniz. BG, üyelerinin verdiği ve veritabanında bulunan bilgileri, istatistiksel bilgilere dönüstürmek, reklam ve pazarlama alanında kullanmak, site kullanıcılarının genel eğilimlerini belirlemek, içeriğini ve servislerini zenginleştirmek için kullanabilme hakkına sahiptir ancak kişilere ait bilgiler tek tek kullanılmayacaktır. BG forumlarında yayınlanan veya linki verilen tüm hareketli görüntü dosyalarının sorumluluğu yayınlayan üyemize aittir. Gönderilen tüm bu dosyalar tamamıyle bilgilendirme amaçlı olup; oluşturacağı iyi veya kötü hiçbir sonuçtan BG sorumlu tutulamaz. Türkiye'den yasadışı görüntülere sahip her türlü videolarının yayınlanması yasaktır. Bilim dışında politik, siyasi ve dini konuların konuşulması yasaktır. Sansürlenerek te olsa küfür, argo terim, maksadı aşan benzetme, sataşma, tartışma çıkarıcı söz, aşağılama vb. içerikli mesaj yazılamaz. Tehdit etmek, küfretmek, örf ve adetlere karşı, müstehcen, kaba, nefret dolu mesajlar ile din, dil, ırk ayrımına yönelik mesajlar yazmak, davranışlarda bulunmak yasaktır. Yorum amacı taşımayan salt propaganda içerikli parti ve siyaset yazıları yasaktır. Konuyu amacından saptıran veya konuyla alakasız mesajlar atılamaz. Siyasi parti, oda, dernek, kurum, kuruluş ve başkanlarını küçük düşürücü, aşağılayıcı, karalayacı, hakaret türünden mesaj göndermek yasaktır. Konu içindeki tartışmaları ikili münakaşa şekline sokmamaya özen gösteriniz. Başka kaynaklardan alınan içerikleri konulara eklerken kaynak belirtilmesi zorunludur. Site admin ve yöneticileri kurallara uymayan mesajları değistirme ve silme hakkına sahiplerdir. Site yönetimi, site alanının genel ahlak ve felsefesine ters düşecek herhangi bir ideoloji veya materyalin forum içerisinde yer almasına izin vermez. Forum kurallarımızda eksikler bulunabilir. Eksikler bulunması ilgili kuralın geçersiz olduğu anlamına gelmez. Forum yöneticileri önceden haber vermeksizin site kurallarını güncelleyebilir. Site Kuralları duyurulduğu andan itibaren geçerlidir ve itiraz edilemez. Güncellenen site kurallarını kabul etmeyen kullanıcılar üyeliklerinin iptalini isteme hakkına sahiptirler. Gerek görülmesi dahilinde özel mesajlar site yöneticisi (Admin) tarafından kontrol edilebilir. Biim Günlüğü siz değerli üyelerimizin huzurlu ve rahat bir şekilde bilgiye ulaşması, arkadaşlık ortamının geliştirilmesi için vardır. Forumda kişisel tartışmalara girerek sizleri rahatsız edenleri o mesajın gönderici bilgisinin altında bulunan işaretine tıklarak gerekli açıklama ile birlikte göndermeniz yeterli olacaktır. Bu durumda yöneticilerimiz mesaj sahibi hakkındaki gerekli işlemleri yapacaklardır. Yöneticiler her yazılan mesajı yönetemeyebilirler. Uygunsuz bir mesajla karşılaştığınızda lütfen mesajı rapor ederek site yöneticilerini bilgilendiriniz. Forum işleyişi ve kuralları konusunda katılımcıları bilgilendirmek site yöneticilerinin görevi değildir. Katılımcılar bu kuralları okuyup uymak zorundadır. Forum yöneticilerinin forumlarda sizin için arama yapması gibi bir görevi bulunmamaktadır. Açtığınız konuların forumda daha evvel açılıp açılmadığını lütfen dikkatli kontrol ediniz. Yöneticiler bütün üyelere eşit mesafede durmakla yükümlüdür. Yukarıda belirtilen site kurallarına uymayan üyeler site yöneticisi dahi olsa yöneticiler tarafından uyarı, süreli/süresiz uzaklaştırma cezaları ile cezalandırılabilirler. Unutmayınız ki yazdığınız her mesajın IP numarası kayıt edilmektedir, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kanunlarda yasakladığı unsurları yazmanız durumunda gerekli bilgiler Cumhuriyet Savcılıklarına verilecek ve hakkınızda işlem yapılması sağlanacaktır. Bazı forumların kendi kuralları ayrıca belirtilmiş olmasına rağmen aksi belirtilmedikçe forum kuralları bütün forumlar için geçerlidir. BG Forumlarına üye olan herkes bu şartları kabul etmiş sayılır. (¹) T.C. veya uluslararası yasalara aykırı eylemleri haber veya duyuru olarak yazmak, eylem tür ve türevlerini öğreti olarak anlatmak, terör olaylarında kullanılabilecek bomba veya benzeri maddelerin yapım ve temini hakkında bilgi vermek, suçluların hırsızlık veya benzeri yasadışı olaylarda kullandıkları ve herkes tarafından bilinmeyen yöntemleri ve/veya aletleri kullanma ve temini hakkında bilgi vermek, illegal oyun, film, mp3, warez, crack sunmak veya bunları barındıran sitelere bağlantı vermek veya konu olarak açmak özel mesaj dahil kesinlikle yasaktır. Üyeler bir virüs veya başka bir zararlı unsur içeren hiç bir tür bilgi, yazılım ya da başka bir malzeme postalayamaz ya da iletemez. BG forumlarında herkes tarafından hoş karşılanmayacak resim, fotoğraf, ilüstrasyon, çizim, yazı, alıntı, ses dosyası, video, bağlantı, makale, tablo, mesaj vb. içerikler yayınlamak yasaktır. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan; İntihara yönlendirme (madde 84), Çocukların cinsel istismarı (madde 103, birinci fıkra), Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190), Sağlık için tehlikeli madde temini (madde 194), Müstehcenlik (maddde 226), Fuhuş (madde 227), Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (madde 228), suçları, 25/7/1951 tarihli ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan suçları kapsayan içerikler gönderilemez. Bkz: 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında ki Kanun. Bkz: Türk Ceza Kanunu. (²) Forum üyeliğinizi dilediğiniz an iptal edilmesini talep ederek kullanıma kapattırabilirsiniz. Ayrılma kararı alan veya üyelik iptali kararı veren üyelerin, kullanıcı adları ile siteye erişimleri kapatılır. Ancak üyelik iptali o güne kadar yazdığınız mesajların ve forumdaki icraatlerinizin sona erdiği anlamina gelmez ve bunlardan doğacak hertürlü kanuni sorumluluğunuz devam eder. Forum sayfalarına yazdığınız mesajlar veya açtığınız konular forumun mevcut içeriğine ve genele ait olmaktadır. Açılan konular ve konulara yazılan mesajlardan sitemizi ziyaret eden herkes faydalanmaktadır. Konu veya mesajlarınızdan size ait kişisel bilgiler dışında silme işlemi yapılmamaktadır. Forum sayfaları bilgi paylaşımı amacıyla kurulmuştur, yazdıklarını salt kendilerine ait görenler, başkalarına fayda sağlamak istemeyenlerin foruma üye olmaması rica ederiz. (Üyelik iptali ile üye bilgileri ve hareketleri silinmez, sadece üyelik kullanıma kapatılır. Kişisel bilgilerinizin yer aldığı (ad soyad, adres, tel vs.) mesajların silinmesi istiyorsanız, ilgili mesajların bulunduğu adresleri site yönetimene iletmelisiniz. Üyeliğinizi kapattırdıktan sonra siteye erişim için yeni kullanıcı kaydı açmasısı durumunda, üyelerin açtıkları hesabın erişimide kapatılacaktır. (³) Öğrenilmek istenen bir konu var ise mail yolu ile yöneticiye bildirilerek cevaplanması istenebilir. BG forumlarına üyeliğinizin durumu, yazdığınız mesajlarla açmış olduğunuz konuların değiştirilmesi veya silinmesi ile ilgili öneri ve şikayetlerinizi site yöneticilerine doğrudan, özel mesaj yoluyla veya admin@bilimgunlugu.com e-posta adresi üzerinden yapınız.
  24. Bilimgunlugu.com forumlarının genel amacı "Bilgi Paylaşımı" olduğundan; kışkırtıcı, genel ahlaka aykırı, siyasi ve gözü yorabilecek imzalardan kaçınılmalıdır. Bu imzalara haber verilmeksizin müdahale edilebilir. İmzaya resim, fotoğraf, video konulması yasaktır. İmzalarda forum üyelerinin kişisel web siteleri haricinde herhangi bir web sitesinin veya reklam amaçlı ticari bir markanın yada ürünün web sitesinin konulması site yöneticilerinin bilgisi haricinde yasaktır. İmzada yaptığımız kısıtlamalar gereği sadece yazı kullanılabilmektedir. Kullanılan yazının satır sayısı 3 'ten fazla, yazı boyutu aşırı büyük olamaz. İmza ve profil fotoğrafı sistemi gerekli görüldügü takdirde kapatılabilir. İmzasi boyutsal yada kapladığı alan bakımından fazla olan ve kuralları ihlal eden imzalar ile profil fotoğraflarına haber verilmeksizin müdahale edilebilir. İmza ve Profil fotoğrafının içerisinde herhangi bir ürün, web sitesi, firma tanıtımı, logo bulunması site yöneticilerinin bilgisi haricinde yasaktır. Genel ahlaka aykırı, başkalarını rahatsız edici, şiddet ve müstehcenlik içeren, dil, din, ırk ayrımına yönelik, başka üye profil fotoğraflarına benzer fotoğraflar ile siyasal, politik, dini simgeleri, kişileri avatar olarak kullanmak yasaktır.

Hakkımızda

Sitemiz bir "Günlük" olarak derleme yayın, yorum, diyalog ve yazılara vermektedir. Güncel bilim haberleri ve gelişmelere ek olarak özellikle sosyal medyada gözden kaçan, değerli gördüğümüz tüm içeriğe kaynak ve atıflar dahilinde sitemizde yer vermekteyiz. Bu sitede verilen bilgilerin kullanım sorumluluğu tümüyle kullanıcıya aittir. Sayfalarımızda yer alan her türlü bilgi, görsel ve doküman sadece bilgilendirmek amacıyla verilmiştir.

Bilim Günlüğü internet sitesi 5651 Sayılı Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermektedir. İçerikler, ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Yer Sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir.

Yer Sağladığı içeriğin 5651 Sayılı Kanun’un 8 ila 9. maddelerine aykırı şekilde; kişilik haklarınızı ihlal ettiğini ya da hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız buradan iletişime geçerek bildirebilirsiniz. 

Bildirimleriniz dikkatle ve özenle incelenmekte olup kişilik haklarınızın ihlali ya da hukuka aykırılığın tespiti halinde mevzuat kapsamında en kısa sürede işlem yaparak bilgi vereceğiz.

×
×
  • Yeni Oluştur...