1901’de İtalya’da doğan Enrico Fermi önceleri genel görelilik ve kuantum kuramı üzerinde çalıştı. Fakat sonraları nükleer alana ilgi duymaya başladı.
1938’de radyoaktivite çalışmaları sebebiyle Nobel Fizik Ödülü’nü kazandı ve bu sayede faşist İtalya’dan kaçıp Amerika Birleşik Devletleri’ne yerleşti. Daha sonra ilk nükleer reaktör Chicago Pile-1’ı inşa etti ve Manhattan Projesi‘nde çalıştı. Fermi 1954’te Chicago’da öldü. Atom numarası 100 olan fermiyum elementi de Enrica Fermi’nin onuruna isimlendirildi.
Hızlı konu başlıkları
Enrico Fermi Erken Yılları
Enrico Fermi, Eylül 1901’de Alberto ve Ida de Gattis Fermi’nin üçüncü çocuğu olarak İtalya’nın Roma şehrinde dünyaya geldi. Ida olağanüstü bir kadındı. Öğretmenlik eğitmi almıştı ve çocuklarının eğitimi üzerinde de önemli bir etkiye sahipti.
Enrico Fermi’nin fizikteki yoğun ilgisinin bir aile trajedisinin sonucu olduğu söylenir. Çünkü Enrico 14 yaşındayken sevgilisi Giulio aniden öldü. Enrico bunun üzerine harap oldu. Onu rahatlatmak için ailesi çalışmalarını teşvik etti. Enrico yarım yüzyıl önce yazılmış birkaç fizik kitabıyla karşılaştı ve tamamen büyülendi. Gençlik yılları sırasında kendisi ve arkadaşları Roma suyunun yoğunluğunu test etmek de dahil olmak üzere eğlenceli fizik deneyleri yaptılar.
1918’de Fermi, İtalya’nın Pisa kentindeki prestijli Scuola Normale Superiore Üniversitesi’ne burs kazandı. 1923’te Rockefeller Bursu kazanarak birkaç ayını Göttingen’deki ünlü fizikçi Prof. Max Born ile geçirdi.
Fizik Kariyerinin Başları
1928’de, Roma’da saygın bir Yahudi ailenin kızı olan Laura Capon ile evlendi. Giulio adında bir oğlu ve Nella adında bir kızı oldu. İş yaşamında ise Fermi, Roma Üniversitesi’nde teorik fizik profesörü olmuştu.
1934’te Fermi nükleer dönüşümün neredeyse her elementte meydana gelebileceğini keşfederek büyük bir buluşa imza attı. Parçaladığı atomların bir tanesi uranyumdu. Bu çalışma, nükleer füzyona ve geleneksel Periyodik Tablo’nun ötesinde yeni elementlerin üretilmesine yol açan nötronların yavaşlatılmasının keşfedilmesine yol açtı.
1938’de Fermi, nötronlar tarafından üretilen yapay radyoaktivite çalışmaları ve yavaş nötronların getirdiği nükleer reaksiyonlar çalışmalarıyla Nobel Fizik Ödülü’nü aldı. Bu onur, Fermi ailesinin hayat kurtarıcısıydı. Çünkü faşist İtalya, Yahudi karşıtı yasalar çıkarmaya başlamıştı. Stockholm, İsveç’teki ödül töreni, aileye İtalya’dan çıkıp Amerika’ya kaçma fırsatını verdi.
Enrico Fermi Amerika’daki Yaşamı
1939 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Fermi, New York’un Columbia Üniversitesi’ne fizik profesörü olarak atandı. Oradayken, Fermi füzyona giren uranyumun nötronlarının saçıldığını, bunun da diğer uranyum atomlarını parçalayarak muazzam miktarda enerjiyi serbest bırakan bir zincirleme reaksiyonu başlatabileceğini keşfetti. Deneyleri, 2 Aralık 1942’de Chicago’nun atletik stadyumunda ilk kontrol edilen nükleer zincir reaksiyonunun yapılmasıyla sonuçlandı.
Ardından İkinci Dünya Savaşı sırasında Fermi, atom bombasının geliştirilmesi üzerine odaklanan Manhattan Projesi’nin başlıca liderlerinden biri oldu. Yeni ülkesine olan bağlılığını artırmak için Fermi ve eşi 1944 yılında Amerikan vatandaşları oldular.
Savaştan sonra Enrico Fermi, Atom Enerjisi Komisyonu Genel Danışma Komitesi’ne seçildi. Ekim 1949’da, komisyon hidrojen bombasının gelişimini tartışmak üzere bir araya geldi. Ancak Fermi bu ihtimalle dehşete düştü. Daha sonra komitenin hidrojen bombası fikrini en sert dille kınayan bir ilave açıklamaya imza attı.
Son Yılları
Enrico Fermi çalışmalarını Chicago Üniversitesi Nükleer Araştırmalar Enstitüsü’nde yüksek enerjili parçacıklara odaklanarak sürdürdü. Bu da kozmik ışınların kökenine ilişkin araştırmaların artması ve kozmik ışın parçacıklarındaki fantastik parçacıklar kuramlarının ortaya çıkmasıyla sonuçlandı.
1954 yılına gelindiğinde, Fermi iyileştirilemeyen bir mide kansere yakalandı. Yaşamının kalan aylarını Chicago’da geçirdi ve kendisine çeşitli tıbbi müdahalelerde bulunuldu. Fakat 28 Kasım 1954’te Chicago, Illinois’deki evinde uykusunda öldü.
[…] Fermiyum Elementi ve Enrico Fermi […]